C
Celil
Guest
Konu Sahibi
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplandı.
Komisyon, "Türkiye'de gazeteciliğin dijital dönüşümü ve sorunları"na ilişkin Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Nuri Kolaylı ile Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan'ı dinledi.
Kolaylı, teknolojide yaşanan hızlı ilerlemenin paralelinde bütün dünyanın değiştiği ve dönüştüğü bir sürecin yaşandığını söyledi. İnanılmaz bir hızla gerçekleşen bu sürecin, ekonomik, siyasi ve teknolojik gelişmeleri de beraberinde getirdiğine işaret eden Kolaylı, bu gelişmelerden medya sektörünün de yakından etkilendiğini belirtti.
Kolaylı, sektörde özellikle son çeyrek asırda önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girildiğini ancak zaman içinde değişimlere paralel yaşanan sorunların, günümüzde adeta kaderine terk edildiğini vurguladı. Sektörde yaşanan sorunların, önem sırasına alınamayacak kadar büyük, karmaşık ve birbirini etkileyen nitelikte olduğunu dile getiren Kolaylı, "Medya sektörü, ekonomik sorunların yanı sıra yasal düzenleme eksiklikleri, basın özgürlüğü, yetişmiş eleman sıkıntısı, teknik altyapı, istihdam ve etik değerlerin farkında olmadan ya da bilerek ötelenmesi gibi sorunlarla karşı karşıyadır." dedi.
Kolaylı, teknolojinin hızla gelişimi ve internet ağının hemen hemen her noktaya ulaşması ile internet haberciliğinin hem dünyada hem de Türkiye'de büyük gelişim gösterdiğini anlattı.
"Yasal boşluktan kaynaklanan sorunlar her geçen gün artmakta"
Sektörde istihdam sağlayan gazete ve televizyonlarla eşdeğer habercilik yapan kurumsal internet haber sitelerinin bulunduğunu ancak internet deyimiyle "kopyala yapıştır" kolaycılığından öteye gitmeyen haber sitelerinin de olduğunu aktaran Kolaylı, şunları kaydetti:
Mehmet Nuri Kolaylı, yıllardır beklenen internet yasasının, son dönemde gündeme gelen sosyal medya düzenlemesinin gölgesinde kalmamasının önemli olduğunu ifade etti.
İnternet ortamında faaliyet gösteren basın kuruluşları ve bu kurumlarda görev yapan meslektaşların sorunlarının çözüme kavuşturulmasını, internet gazeteciliği yapan muhabir, foto muhabiri, kameraman ve editörlerin basın kartı almasını talep eden Kolaylı, şöyle devam etti:
Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan da internet ve bağlı uygulamaların, bireyin gündelik yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini, özellikle sosyal paylaşım ağlarının, günümüzde popüler olarak kullanılan yeni iletişim mecraları olduğunu anlattı. Burhan, sosyal paylaşım ağlarının, başlangıçta insanların keyifli vakit geçirdiği, etkileşim alanı olsa da zaman içerisinde bireylerin kişisel haklarının ihlal edildiği, şeref ve haysiyetine saldırı niteliğinde iftira, karalama ve hakaret içeren, terör örgütü propagandası niteliği taşıyan, şiddeti teşvik eden, milli, manevi değerleri aşağılayan ve benzeri çeşitli suç içeren paylaşımların yapıldığı mecra haline geldiğini savundu.
Zaman zaman sosyal medyada yapılan iki satırlık bir paylaşımın, insanların onurunu, karakterini, siyasetini zedelediğini vurgulayan Burhan, "Karakter suikastları yapılmıştır. Bu mesele partiler üstü bir konudur ve ciddi bir düzenlemeye ihtiyaç vardır." dedi.
"İnternet yayıncılığı yapan gazeteciler basın kartı almalı"
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde sosyal paylaşım ağlarının kötü niyetli kullanımını engellemek, kişilik hakları ihlali ve kamu düzenine karşı ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları önlemek amacıyla bir dizi düzenleme yapılmaya başlandığını anımsatan Burhan, Türkiye'de 2007 ve 2020'de yapılan düzenlemelerin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Burhan, sosyal medyada, özellikle yerel medyayı zor duruma düşüren yayınların olduğunu, bu yayınların mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini dile getirdi.
Lisanslamanın önemine işaret eden Burhan, şöyle konuştu:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’yle kamu kurum ve kuruluşlarının, kütüphane ve medya takibi birimleri dışında günlük gazete alması yasaklanmıştı. Genelgeyle ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarının, kurum faaliyetiyle doğrudan ilgili olanlar dışında gazetelere reklam vermesinin önüne geçilmişti.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, 9 Temmuz 2021 tarihinde yazılı bir açıklama yaparak söz konusu genelgenin ekonomik darboğaz içindeki yerel basını çok daha zor duruma soktuğunu vurgulamış ve salgın sonrası yeniden ayağa kalkmada çok ciddi sıkıntılarla boğuşan yerel basının, bu genelgeyle tamamen yok olmayla karşı karşıya kalacağını söylemişti.
Nazmi Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla açıklama yapmış ve 2021 yılında yerel basının öldürüldüğünü ifade etmişti. Bilgin'in açıklaması şöyleydi:
Komisyon, "Türkiye'de gazeteciliğin dijital dönüşümü ve sorunları"na ilişkin Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Nuri Kolaylı ile Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan'ı dinledi.
Kolaylı, teknolojide yaşanan hızlı ilerlemenin paralelinde bütün dünyanın değiştiği ve dönüştüğü bir sürecin yaşandığını söyledi. İnanılmaz bir hızla gerçekleşen bu sürecin, ekonomik, siyasi ve teknolojik gelişmeleri de beraberinde getirdiğine işaret eden Kolaylı, bu gelişmelerden medya sektörünün de yakından etkilendiğini belirtti.
Kolaylı, sektörde özellikle son çeyrek asırda önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girildiğini ancak zaman içinde değişimlere paralel yaşanan sorunların, günümüzde adeta kaderine terk edildiğini vurguladı. Sektörde yaşanan sorunların, önem sırasına alınamayacak kadar büyük, karmaşık ve birbirini etkileyen nitelikte olduğunu dile getiren Kolaylı, "Medya sektörü, ekonomik sorunların yanı sıra yasal düzenleme eksiklikleri, basın özgürlüğü, yetişmiş eleman sıkıntısı, teknik altyapı, istihdam ve etik değerlerin farkında olmadan ya da bilerek ötelenmesi gibi sorunlarla karşı karşıyadır." dedi.
Kolaylı, teknolojinin hızla gelişimi ve internet ağının hemen hemen her noktaya ulaşması ile internet haberciliğinin hem dünyada hem de Türkiye'de büyük gelişim gösterdiğini anlattı.
"Yasal boşluktan kaynaklanan sorunlar her geçen gün artmakta"
Sektörde istihdam sağlayan gazete ve televizyonlarla eşdeğer habercilik yapan kurumsal internet haber sitelerinin bulunduğunu ancak internet deyimiyle "kopyala yapıştır" kolaycılığından öteye gitmeyen haber sitelerinin de olduğunu aktaran Kolaylı, şunları kaydetti:
"Gazetecilik, habercilik özel eğitim gerektiren bir meslektir""Yasal boşluktan kaynaklanan sorunlar her geçen gün artmaktadır. İnternet medyasının yayıncılık konusunda acil bir düzenlemeye ihtiyacı vardır. Bu kurumlarda habercilik yapan meslektaşlarımız da yapılacak düzenleme ile gazeteci sayılmalıdır. İstihdam sağlayan, gerçek anlamda habercilik yapan ve kurumsallaşan internet haber siteleri, basın ilan kurumuna yeni ek kaynak bulunarak desteklenmelidir. Tıpkı gazetelerde olduğu gibi radyo, televizyonlar ile internet haber siteleri için de basın özgürlüğü kapsamında düzenleme, destekleme ve denetlemeyi kapsayan '3D' kuralı hakim kılınmalıdır. Sektörde yapılacak olan bu çalışmalar sonucu toplumun ihtiyacı olan tarafsız haberciliğin gerçekleşmesi sağlanırken, özel hayatın gizliliğinin ihlali, şantaj habercilik, cevap ve düzeltme haklarının korunması gibi sorunlu alanlara çözüm bulunacaktır. Öte yandan, cari açığa olumsuz katkı sağlayan ve uluslararası dijital platformlara ve sitelere akan milli kaynaklarda böylece vergilendirilebilecek, kontrol altına alınacaktır."
Mehmet Nuri Kolaylı, yıllardır beklenen internet yasasının, son dönemde gündeme gelen sosyal medya düzenlemesinin gölgesinde kalmamasının önemli olduğunu ifade etti.
İnternet ortamında faaliyet gösteren basın kuruluşları ve bu kurumlarda görev yapan meslektaşların sorunlarının çözüme kavuşturulmasını, internet gazeteciliği yapan muhabir, foto muhabiri, kameraman ve editörlerin basın kartı almasını talep eden Kolaylı, şöyle devam etti:
"Karakter suikastları yapılmıştır""Sosyal medyaya yönelik yasa da çok dikkatle hazırlanmalı, ifade ve basın özgürlüğünü yasaklayıcı değil, kişi ve hak özgürlüklerini savunan nitelikte maddeler içermelidir. Türk basını, 2022 yılına girdiğimiz bugünlerde gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen gazetecilik meslek yasasına acilen ihtiyaç duymaktadır. Günümüzde böyle bir yasa olmayınca dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın özellikle dijital mecra kurumlarında 'gazeteciyim' diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Oysa gazetecilik, habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslektir. Basın kuruluşları, hatta hiçbir kaydı olmayan internet haber siteleri; yoldan geçen herhangi birinin eline bir fotoğraf makinesi vererek istihdam edebilmektedir. Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmektedir. Siyasetçilerin, bürokratların, hukukçuların, akademisyenlerin ve basın meslek kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla çalışma grupları oluşturularak gazetecilik meslek yasası ülkemize mutlaka kazandırılmalıdır."
Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan da internet ve bağlı uygulamaların, bireyin gündelik yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini, özellikle sosyal paylaşım ağlarının, günümüzde popüler olarak kullanılan yeni iletişim mecraları olduğunu anlattı. Burhan, sosyal paylaşım ağlarının, başlangıçta insanların keyifli vakit geçirdiği, etkileşim alanı olsa da zaman içerisinde bireylerin kişisel haklarının ihlal edildiği, şeref ve haysiyetine saldırı niteliğinde iftira, karalama ve hakaret içeren, terör örgütü propagandası niteliği taşıyan, şiddeti teşvik eden, milli, manevi değerleri aşağılayan ve benzeri çeşitli suç içeren paylaşımların yapıldığı mecra haline geldiğini savundu.
Zaman zaman sosyal medyada yapılan iki satırlık bir paylaşımın, insanların onurunu, karakterini, siyasetini zedelediğini vurgulayan Burhan, "Karakter suikastları yapılmıştır. Bu mesele partiler üstü bir konudur ve ciddi bir düzenlemeye ihtiyaç vardır." dedi.
"İnternet yayıncılığı yapan gazeteciler basın kartı almalı"
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde sosyal paylaşım ağlarının kötü niyetli kullanımını engellemek, kişilik hakları ihlali ve kamu düzenine karşı ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları önlemek amacıyla bir dizi düzenleme yapılmaya başlandığını anımsatan Burhan, Türkiye'de 2007 ve 2020'de yapılan düzenlemelerin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Burhan, sosyal medyada, özellikle yerel medyayı zor duruma düşüren yayınların olduğunu, bu yayınların mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini dile getirdi.
Lisanslamanın önemine işaret eden Burhan, şöyle konuştu:
Gazeteciler Cemiyeti: 2021’de yerel basın öldürülmüştür"Bugün kişi Facebook'tan yayın yapıyor, ne merkezi var ne eleman ne muhabir çalıştırıyor. İnternet yayıncılığı yapan gazeteci dostlarımızın basın kartı alması gerekir. Bugün bir yerel gazetenin ya da ulusal bir gazetenin tirajı ciddi manada düşmüşken, 1 milyon, 2 milyon, 3 milyon görüntülemesi olan internet siteleri var. İnternet sitelerinin mutlaka basın kartı hakkını alması gerekiyor. Yerel ve ulusal internet sitelerine de reklam desteğinin verilmesi gerekiyor. Hepimiz yalan yanlış bilgilerden dolayı zaman zaman sıkıntıya düşebiliyoruz. Sınırsız özgürlük olabilir ama bilginin mutlaka doğru olması lazım. Sizinle ilgili iki satırlık yalan bir haberi Google'dan çıkartabilmeniz, aylar, bazen yıllar sürebiliyor."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’yle kamu kurum ve kuruluşlarının, kütüphane ve medya takibi birimleri dışında günlük gazete alması yasaklanmıştı. Genelgeyle ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarının, kurum faaliyetiyle doğrudan ilgili olanlar dışında gazetelere reklam vermesinin önüne geçilmişti.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, 9 Temmuz 2021 tarihinde yazılı bir açıklama yaparak söz konusu genelgenin ekonomik darboğaz içindeki yerel basını çok daha zor duruma soktuğunu vurgulamış ve salgın sonrası yeniden ayağa kalkmada çok ciddi sıkıntılarla boğuşan yerel basının, bu genelgeyle tamamen yok olmayla karşı karşıya kalacağını söylemişti.
Nazmi Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla açıklama yapmış ve 2021 yılında yerel basının öldürüldüğünü ifade etmişti. Bilgin'in açıklaması şöyleydi:
Cumhuriyet’in mirası SEKA kâğıt fabrikasını önce özelleştirip sonra yok edenler, ülkenin basın ve yayın sektörünü temelinden dinamitlemiştir. Yerli ve milli’ söylemiyle sözüm ona yurtseverlik taslayanlar, ithal kâğıda mahkûm ettikleri basın-yayın ekosistemini çöle döndürmüştür. Koronavirüs salgınıyla yoğun bakıma düşen yerel basın, ithal kâğıda ve diğer matbaa girdilerine ulaşamaz hale gelmiş, önlenmeyen döviz krizi nedeniyle artık can vermiştir. Bu satırları okuyan herkesi uyarmak istiyorum; 2021’de yerel basın öldürülmüştür.