C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Giyim, tüketimin en görünür biçimlerinden biri. Bugünlerde çevreye verilen zararların sonuçları önümüze bedeli ağır bir şekilde gelse de hala kurtarmak bizim elimizde.
Geri dönüşüm alanında yapılan yenilikler ve teknolojik gelişmelerin etkileri de mevcut.
Moda endüstrisinin en büyük problemi çevre kirliliği sorunu. Zira mevcut sistemde, sadece kısa süre giyilmesi için, petrol gibi yenilenemeyen kaynaklar kullanılarak üretilmiş kıyafetler ağırlıkta.
Eğer endüstri mevcut yolunda ilerlemeye devam ederse, yarattığı sera gazı emisyonu ile, 2050’de dünyanın 2 derece daha ısınmasına neden olacak.
Yani, sürdürülebilir bir dünya da yaşamak istiyorsak çözüm çevreci yeniliklerden geçiyor.
"Sürdürülebilir moda" kavramı
En basit tanımı ile kıyafetlerin tasarlanma, üretilme, nakledilme, kullanılma ve atılma yöntemlerini değiştirerek moda endüstrisini çevreye daha duyarlı hale getirmeyi amaçlayan bir harekettir. Buradaki fikir, sürekli değişen modaya yanıt olarak, hızlı moda denilen hızlı kıyafet üretiminden - genellikle ucuz olanlardan - uzaklaşmak ve tüketicilerin onlara karşı tek kullanımlık bir tavır almasına engel olmaktır.
Sürdürülebilir modayı daha önce hiç duymamış kişiler için bir örnek verecek olursak; çevreye zararlı ipliklerin ve bunlardan elde edilen kumaşların, daha az zararlı olanları ile değiştirilmeleri gibi uygulamalardır. Mesela polyester gibi bir malzeme yerine organik pamuk, pamuk ya da ipek gibi doğal elyafların kullanılması… Farklı bir örnek verecek olursak gerçek deri yerine suni deri kullanılması- her ne kadar suni deri kimyasal bir materyal da olsa - kullanılacak gerçek hayvan derisinin dünyamıza verdiği zarar ile kıyaslanamayacağından modada sürdürülebilirlik kavramını desteklemektedir.
Sürdürülebilir moda için 4 ipucu:
30 kez giyme testini uygulayın
Potansiyel yeni bir kıyafetle karşılaştığınızda, kendinize 30 kez veya daha fazla giyip giymeyeceğinizi sorun. Cevap hayırsa alışverişi gerçekleştirmeyin. Bu, yeniden giymek için çok az fırsatı olan özel fırsat kıyafet ve ayakkabıların çoğunu ortadan kaldıracak. Üstelik, sizi daha çok yönlü, pratik parçalara doğru itebilecek bir testtir.
Mevsim ötesi kıyafetlere yatırım yapın
Mevsimsel sınırları aşabilecek kıyafetleri en faydalı yatırım olarak görebilirsiniz. Genellikle bu, kot pantolon, tişört, blazer ve klasik elbiseler gibi daha basit parçalar anlamına geliyor. Karar verirken yaşadığınız şehrin iklimini göz önüne alın. Eğer serin ve bulutlu bir iklimde yaşıyorsanız, yılda ortalama otuz giyme testini geçmeyecek olan yazlık elbiselere bütçenizi ayırmayın. Ne giyeceğinizi ve mevsimsel açıdan daha uygun giyinme için ne giyilebileceğini öğrenin.
Sürdürülebilir markalar listesi hazırlayıp alışverişinizi yapın
Sürdürülebilir alışverişe giden en büyük engellerden birinin nereden başlayacağını bilemeyen insanlar olduğunu düşünüyorum. Anahtar öğeleri alabileceğiniz bir perakendecilerin listesi oluşturup alışverişinizi yapın. Bir dezavantajı, etik perakendecilerin ve markalara ulaşmak görece daha zor olması sebebiyle şahsen daha fazla çevrimiçi alışveriş yapma eğiliminde olduğumdur, ancak bu aynı zamanda daha bilinçli bir satın alımla sonuçlanıyor. İkinci el marketler de sürdürülebilir kıyafet almanın bir başka basit yoludur.
Paranızı nasıl harcayacağınızı ayarlayın
Alışveriş yapmayı paranızı anlamsız bir şeyin üzerine atma şansı olarak düşünmeyin. Bunun yerine, giyilecek ve yeniden giyilecek temel bir parçaya yapılan bir yatırım olarak bakın. Bu yıl sadece bir kot pantolon alacağınızı ya da bu ay bir parça kıyafet alacağınızı düşünün ve bunu yapın.
Bunların hepsi zaman alan süreçler; bu konuyla alakalı bunalmış veya korkmuş hissetmeyin. Sadece yavaşça, parça parça inşa edin. Çok geçmeden, çevresel ve etik endişelerinizi yansıtan bir gardırobunuz olacak, bunun için fazladan para harcamak zorunda kalmaksızın.
Türkiye'de modacı kimliğinin yanında, çevreci ve geri dönüştürebilir moda dediğimiz de ilk akla gelen isimlerden biri de Arzu Kaprol.
Gereksiz tüketimin önüne geçmeyi ve anısı olan kıyafetler üretmeyi hedefleyen Arzu Kaprol aslında kimdir? Geleceğin moda kültüründe neyi hedefliyor?
Arzu Kaprol kimdir?
Arzu Kaprol, 1995 yılında aldığı prestijli Beymen Academia "Avant-garde Tasarımcı" ödülü ile moda dünyasında adını duyurdu.
Kendi adını taşıyan markasını 1998 yılında ilk defa moda tutkunlarıyla buluşturdu.
2007 yılında ilk mağazasını açan Arzu Kaprol, Türkiye’de Beymen Grubu ile yaptığı lisans anlaşmasıyla 2008 – 2012 yılları arasında perakende sektöründeki varlığını güçlendirdi.
2011 yılında Paris Moda Haftası, Moda Federasyonu Resmi takviminde defileler yapmaya başladı ve Paris’te ofisini açtı.
2015 yılında başlayan işbirlikleri kapsamında moda ve teknoloji birlikteliğinin gözler önüne serildiği, toplam 3 show sergiledi.
Türkiye’nin ilk hologram defilesi Mayıs 2015 yılında, multi-disipliner bir yaklaşımla; tasarım, müzik, dans ve teknolojinin birleştiği Dijital Senfoni Mart 2016 yılında ve Türkiye’nin ilk dijital couture show’u Haziran 2016 yılında ulusal ve uluslararası platformlarda sunuldu.
2015 yılında, Arzu Kaprol tarafından yaratılan, akıllı giyimin ilk prototiplerinden biri olan; klima değişikliklerine göre fonksiyon değiştiren “Akıllı Ceket” ise yine sektörün öncü hareketleri arasında yerini aldı.
Tasarımı kıyafet mimarlığı olarak tanımlayan Arzu Kaprol, modern ve eşsiz bir tasarım diliyle ve kendisiyle özdeşleşen detaylarda büyüyen özgün işçilikle, zamansız kıyafet ve aksesuarlar yaratarak geleceğin moda kültürüne göndermeler yapıyor.
Geri dönüşüm alanında yapılan yenilikler ve teknolojik gelişmelerin etkileri de mevcut.
Moda endüstrisinin en büyük problemi çevre kirliliği sorunu. Zira mevcut sistemde, sadece kısa süre giyilmesi için, petrol gibi yenilenemeyen kaynaklar kullanılarak üretilmiş kıyafetler ağırlıkta.
Eğer endüstri mevcut yolunda ilerlemeye devam ederse, yarattığı sera gazı emisyonu ile, 2050’de dünyanın 2 derece daha ısınmasına neden olacak.
Yani, sürdürülebilir bir dünya da yaşamak istiyorsak çözüm çevreci yeniliklerden geçiyor.
"Sürdürülebilir moda" kavramı
En basit tanımı ile kıyafetlerin tasarlanma, üretilme, nakledilme, kullanılma ve atılma yöntemlerini değiştirerek moda endüstrisini çevreye daha duyarlı hale getirmeyi amaçlayan bir harekettir. Buradaki fikir, sürekli değişen modaya yanıt olarak, hızlı moda denilen hızlı kıyafet üretiminden - genellikle ucuz olanlardan - uzaklaşmak ve tüketicilerin onlara karşı tek kullanımlık bir tavır almasına engel olmaktır.
Sürdürülebilir modayı daha önce hiç duymamış kişiler için bir örnek verecek olursak; çevreye zararlı ipliklerin ve bunlardan elde edilen kumaşların, daha az zararlı olanları ile değiştirilmeleri gibi uygulamalardır. Mesela polyester gibi bir malzeme yerine organik pamuk, pamuk ya da ipek gibi doğal elyafların kullanılması… Farklı bir örnek verecek olursak gerçek deri yerine suni deri kullanılması- her ne kadar suni deri kimyasal bir materyal da olsa - kullanılacak gerçek hayvan derisinin dünyamıza verdiği zarar ile kıyaslanamayacağından modada sürdürülebilirlik kavramını desteklemektedir.
Sürdürülebilir moda için 4 ipucu:
30 kez giyme testini uygulayın
Potansiyel yeni bir kıyafetle karşılaştığınızda, kendinize 30 kez veya daha fazla giyip giymeyeceğinizi sorun. Cevap hayırsa alışverişi gerçekleştirmeyin. Bu, yeniden giymek için çok az fırsatı olan özel fırsat kıyafet ve ayakkabıların çoğunu ortadan kaldıracak. Üstelik, sizi daha çok yönlü, pratik parçalara doğru itebilecek bir testtir.
Mevsim ötesi kıyafetlere yatırım yapın
Mevsimsel sınırları aşabilecek kıyafetleri en faydalı yatırım olarak görebilirsiniz. Genellikle bu, kot pantolon, tişört, blazer ve klasik elbiseler gibi daha basit parçalar anlamına geliyor. Karar verirken yaşadığınız şehrin iklimini göz önüne alın. Eğer serin ve bulutlu bir iklimde yaşıyorsanız, yılda ortalama otuz giyme testini geçmeyecek olan yazlık elbiselere bütçenizi ayırmayın. Ne giyeceğinizi ve mevsimsel açıdan daha uygun giyinme için ne giyilebileceğini öğrenin.
Sürdürülebilir markalar listesi hazırlayıp alışverişinizi yapın
Sürdürülebilir alışverişe giden en büyük engellerden birinin nereden başlayacağını bilemeyen insanlar olduğunu düşünüyorum. Anahtar öğeleri alabileceğiniz bir perakendecilerin listesi oluşturup alışverişinizi yapın. Bir dezavantajı, etik perakendecilerin ve markalara ulaşmak görece daha zor olması sebebiyle şahsen daha fazla çevrimiçi alışveriş yapma eğiliminde olduğumdur, ancak bu aynı zamanda daha bilinçli bir satın alımla sonuçlanıyor. İkinci el marketler de sürdürülebilir kıyafet almanın bir başka basit yoludur.
Paranızı nasıl harcayacağınızı ayarlayın
Alışveriş yapmayı paranızı anlamsız bir şeyin üzerine atma şansı olarak düşünmeyin. Bunun yerine, giyilecek ve yeniden giyilecek temel bir parçaya yapılan bir yatırım olarak bakın. Bu yıl sadece bir kot pantolon alacağınızı ya da bu ay bir parça kıyafet alacağınızı düşünün ve bunu yapın.
Bunların hepsi zaman alan süreçler; bu konuyla alakalı bunalmış veya korkmuş hissetmeyin. Sadece yavaşça, parça parça inşa edin. Çok geçmeden, çevresel ve etik endişelerinizi yansıtan bir gardırobunuz olacak, bunun için fazladan para harcamak zorunda kalmaksızın.
Türkiye'de modacı kimliğinin yanında, çevreci ve geri dönüştürebilir moda dediğimiz de ilk akla gelen isimlerden biri de Arzu Kaprol.
Gereksiz tüketimin önüne geçmeyi ve anısı olan kıyafetler üretmeyi hedefleyen Arzu Kaprol aslında kimdir? Geleceğin moda kültüründe neyi hedefliyor?
Arzu Kaprol kimdir?
Arzu Kaprol, 1995 yılında aldığı prestijli Beymen Academia "Avant-garde Tasarımcı" ödülü ile moda dünyasında adını duyurdu.
Kendi adını taşıyan markasını 1998 yılında ilk defa moda tutkunlarıyla buluşturdu.
2007 yılında ilk mağazasını açan Arzu Kaprol, Türkiye’de Beymen Grubu ile yaptığı lisans anlaşmasıyla 2008 – 2012 yılları arasında perakende sektöründeki varlığını güçlendirdi.
2011 yılında Paris Moda Haftası, Moda Federasyonu Resmi takviminde defileler yapmaya başladı ve Paris’te ofisini açtı.
2015 yılında başlayan işbirlikleri kapsamında moda ve teknoloji birlikteliğinin gözler önüne serildiği, toplam 3 show sergiledi.
Türkiye’nin ilk hologram defilesi Mayıs 2015 yılında, multi-disipliner bir yaklaşımla; tasarım, müzik, dans ve teknolojinin birleştiği Dijital Senfoni Mart 2016 yılında ve Türkiye’nin ilk dijital couture show’u Haziran 2016 yılında ulusal ve uluslararası platformlarda sunuldu.
2015 yılında, Arzu Kaprol tarafından yaratılan, akıllı giyimin ilk prototiplerinden biri olan; klima değişikliklerine göre fonksiyon değiştiren “Akıllı Ceket” ise yine sektörün öncü hareketleri arasında yerini aldı.
Tasarımı kıyafet mimarlığı olarak tanımlayan Arzu Kaprol, modern ve eşsiz bir tasarım diliyle ve kendisiyle özdeşleşen detaylarda büyüyen özgün işçilikle, zamansız kıyafet ve aksesuarlar yaratarak geleceğin moda kültürüne göndermeler yapıyor.