C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Sırt ağrısı nedir?
Sırt ağrısı, baş bölgesinin altından bel bölgesine kadar sırtımızda bulunan omurganın her iki tarafında bulunan kasların gerilmesi sonucu meydana gelen bir ağrı türüdür. Çoğunlukla stres kaynaklı olan bu rahatsızlık, genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçme eğilimindedir. Bazı durumlarda boyun, omuz ve sırt bölgesinde bulunan sinirlerin çeşitli faktörlerden kaynaklı baskı altında kalması ve sırt kaslarının uzun süre gerilmesi neticesinde de sırt ağrısı oluşabilir. Ağrılı seyrine rağmen sırt ağrısı çoğu kişi tarafından genellikle ihmal edilen bir sağlık problemidir.
Lumbago olarak da bilinen bel bölgesinde ağrı oluşumu bir sağlık problemi olarak nitelendirilmez ve genellikle birçok farklı rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkar. Bu şikayet sırtın alt bölgesindeki ligament, kas, sinir ve omurganın iskeletini oluşturan omurlarla ilgili patolojilere bağlı olarak da meydana gelebilir.
Sırt ağrısı aynı zamanda iş gücünü ve kişinin verimliliğini de olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Erken dönemde yapılan uygun müdahale sayesinde birçok hastada bu sorun kontrol altına alınabilir. Ancak çoğu kişi, özellikle yaşlılar bu ağrıları hastalık belirtisi olarak görmezler ve ihmal ederler. Genellikle kişiler zaman içerisinde bununla yaşamayı öğrenir ve kabullenirler. Bazı durumlarda ise sırt ağrısı aniden ortaya çıkar ve hareket etmeyi zorlaştırabilir. Ani hareketler ve zorlanma sonrası bel tutulması oluşması bu tarz durumlara örnek teşkil eder.
Sırt ağrısı belirtileri nelerdir?
Yaşam tarzınız sırt ağrısı nedenleri arasında önemli bir yere sahip olabilir. Bilgisayar başında çok fazla oturuyor, gün içinde çok az hareket ediyor; yanlış duruş, oturuş ve beslenme alışkanlıklarında bulunuyorsanız veya çok fazla rüzgâr, soğuk hava vb. koşullara maruz kalıyorsanız sırt ağrılarının oluşması için bir risk artışı söz konusu olabilir. Aynı zamanda aşırı kilolu olmak, korku ve ruhsal gerilimler de sırt ağrısı oluşumuna sebep olabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Sırt bölgesinde uzun süredir hissettiğiniz ağrı, hareketlerde kısıtlanma, kas ağrıları ve bıçak saplanması şeklinde oluşan ani ağrılar, sırt ağrısı tablosu içerisinde değerlendirilir. Bu ağrı genellikle bel omurgası etrafında yoğun olmak ile birlikte boyun, kol ve ensenizde de ortaya çıkabilir. Ancak yüksek ateş, ani kilo kaybı, şişme, göğsünüze doğru ilerleyen veya geçmeyen sırt ağrısı şikâyetiniz varsa veya sırtınızda zedelenme, kalçanızda uyuşma, dizlerinizin altına doğru inen bir ağrınız mevcut ve ilk kez sırt ağrısı şikâyetiniz oluştuysa doktorunuza görünmeniz önerilir. Bunun dışında mutlaka doktorunuza başvurmanız gereken bazı alarm belirtiler de aşağıdaki gibidir:
Sırt ağrısı genellikle gerilen kasların bazı sinirleri zorlaması sonucunda oluşur. Buna sebep kambur pozisyon ya da yanlış oturma ve yürüme, rahatsız bir zeminde uyku, uzun süre eğilmek, ayakta durmak gibi fiziksel aktiviteler olabilir. Düzenli egzersiz yapmamak, uzun süreli hareketsizlik (sedanter yaşam), uyku bozuklukları da sebep olarak görülür.
Aşırı ruhsal gerilim ve korku gibi ruhsal problemler de sırt ağrısına sebebiyet verebilir. Obezite, viral enfeksiyonlar, kemik bozuklukları, travma, omurga hastalığı, disk kayması, kas veya bağ doku hastalığı, böbrek, kalp, akciğer ve yemek borusu gibi iç hastalıklar, tümörler de sırt ağrısı neden olabilir. Bu faktörlerden omuriliğin bağ doku elemanlarının hasarlanması veya böbrek, bağırsak ya da üreme organlarını ilgilendiren hastalıklar spesifik olarak sol sırt ağrısı nedenleri arasında değerlendirilir. Gebelik hali ve çeşitli jinekolojik problemler kadınlarda sırt ağrısı ile sonuçlanabilecek durumlar arasındadır.
Tüm bunlara ek olarak kişinin servikal (boyun) bölgesinde olan boyun ağrısının sırt bölgesine yayılması sebebiyle oluşan ağrı da bir sırt ağrısı çeşidi olarak kabul edilir. Bu iki durumun ayırt edilmesinde doktor muayenesi gereklidir.
Sırt ağrısı nedenleri kendi içerisinde 5 ayrı grupta incelenebilir:
Sırt ağrısının çeşitleri oldukça çoktur. Genel olarak iki tipi olan sırt ağrısı; kronik ve akut olarak isimlendirilir. Akut yani ani gelişen ağrı, bir ile altı haftadan kısa sürme eğilimindedir. Kronik ağrı ise altı haftadan daha uzun süreli olarak devam edebilir. Her iki tip ağrının nedeni de tedavisi gibi farklılık gösterir.
Sırt ağrısı tanısı nasıl konulur?
Her rahatsızlıkta olduğu gibi sırt ağrısının da başvurulan hekimlere mümkün olduğunca ayrıntılı tarif edilmesi önemlidir. Şiddet düzeyinin belirlenmesinde ağrı ölçeği ve ağrı günlüğü gibi yardımcı yöntemlerden de faydalanılabilir. Klinik hikaye, fizik ve nörolojik muayene, laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme yöntemleri sırt ağrısı şikâyeti ile başvuran hastanın tanısını koymada yardımcı olabilir.
Güncel hastalık öykünüz kadar geçmiş tıbbi öykünüz de doktorunuz için önemlidir. Genellikle hastalara şu sorular yönetilerek muayene başlar:
Tüm bu ve benzeri sorular sonrasında hekiminiz gerekli gördüğü diğer tetkikler ile tanısal yaklaşım yöntemini belirler ve tanının desteklenmesini sağlar:
Bu görüntüleme yöntemi kemiklerin diziliminin incelenmesini sağlayarak eklem iltihabı ya da kemik kırığı gibi durumların aydınlatılmasına yardımcı olabilir. Direkt grafi olarak da ifade edilen x-ray filmleri omurilik, kas, sinir ve disk yapıları ile ilgili problemleri göstermede ise başarısız olarak kabul edilir.
MRI ve BT gibi radyolojik tetkikler, disk fıtıklarınının ve bağ doku elemanları ya da kan damarları ile ilgili patolojilerin tespit edilmesini sağlar.
Nadir olarak kullanılsa da kemik tümörü ya da çeşitli kemik kırığı türlerinden şüphelenilen hastalarda hekimler kemik inceleme tetkiklerine başvurabilir.
Elektromiyografi (EMG), sinir hücreleri tarafından oluşturulan elektriksel sinyallerin ve bu kasların bu uyarıya verdiği yanıtın incelenmesini sağlayan tetkiktir. Omurilik kanalında darlık ya da disk fıtığı gibi sinirler üzerinde baskı oluşturabilecek durumlarda EMG yöntemi oldukça faydalı kabul edilen bir tanı aracıdır.
Görüntüleme yöntemleri dışında hekimler çeşitli uyarıcı bulgular ile karşılaştıklarında çeşitli laboratuvar tetkiklerine de başvurabilirler. C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) kişinin vücudundaki iltihaplanmaya işaret edebilen önemli kimyasal belirteçler arasındadır. Bu maddelerin düzeylerininin incelenmesi özellikle inflamatuvar nedenlerle oluştuğu düşünülen sırt ağrısında faydalı olabilir. Tam kan sayımı ve kan kültürleri, inflamatuar, enfeksiyöz ya da kötü huylu kitlelerden şüphelenilen vakalarda yol gösterici olabilir.
Sırt ağrısı tedavi yöntemleri nelerdir?
Sırt ağrısı tedavisi yöntemleri altta yatan nedene bağlı olarak değişkenlik gösterir. Çoğu sırt ağrısı vakası yaklaşık olarak 1 ay içerisinde gerileme gösterir. Ancak bu durumun herkeste farkı seyir izleyebilmesi nedeniyle bazı kişilerde bu şikayet aylarca devam eder. Yaşam şeklinin değiştirilmesi ağrıların hafiflemesine sebep olabilir.
Sırt ağrısında ilaçlı ve ilaçsız tedavi seçenekleri de bulunur. Hekiminiz bu tedavi yöntemlerine sizinle birlikte karar verir. Akut sırt ağrılarında çoğunlukla ilaçla tedavi tercih edilir. Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar, çeşitli nedenlerle oluşan sırt ağrısının hafiflemesinde fayda sağlayabilir. Kas gevşeticiler, sırt ağrısı tedavisinde başvurulan bir diğer ilaç türüdür. Hekimler tarafından kas spazmı gibi durumlarda reçetelendirilebilen bu ilaçların kullanımı sırasında uykuya meyil ve sersemlik gibi yan etkiler oluşabilir. Ağır sırt ağrısı vakalarında opioid (afyon) etken madde içeren narkotik ağrı kesiciler kısa bir süreliğine tedavi planlamasına dahil edilebilir. Bu ilaçlar dışında bazı antidepresan türevi ilaçlar özellikle kronik (uzun süreli) sırt ağrısı tedavisinde fayda sağlayabilir. Bazı sırt ağrısı çeşitlerinde ise doktor direkt olarak ağrılı noktaya steroid enjeksiyonu yapmayı tercih edebilir. Ağrı şikayetinin rahatlamasını sağlayan bu enjeksiyonların etkisi yaklaşık olarak 3 ay içerisinde gerileme gösterir. Spesifik bir sırt ağrısı ile karşı karşıya kalınması durumunda ise ağrının altta yatan nedeninin tedavisine odaklanılır. Dolayısıyla bu durumda kullanılan ilaçlar normal sırt ağrısı tedavisinden farklılık gösterebilir.
İlaç tedavisi, ilaçsız tedavi ile desteklenir. İlaçsız tedavide ise genellikle hareket önerilir. Hastanın yaşına ve fiziksel durumuna göre yürüyüş, bisiklet ya da yüzme önerilebilir. Kronik ağrı yaşayan hastalarda farklı seçenekler önerilebilir. Psikolojik terapi bunlardan biridir. Yine hastanın durumuna göre fizyoterapi, ergoterapi uzmanlarına yönlendirilebilir. Böylece hastanın uzun süredir alışkanlık haline getirdiği yanlış hareketlerden uzaklaşması sağlanır. Bazı hastalar fizik tedavi uzmanlarından destek alarak sırt ve karın kaslarının güçlendirilmesi ve esnekliğin arttırılmasına yönelik egzersiz çalışmalarına katılabilirler. Aynı zamanda hekimler hastaların sırt ağrısı atağı esnasında ağrının şiddetlenmesine neden olabilecek yapılmaması gereken hareketler konusunda da bilinçlenmesini sağlarlar.
Sırtın alt bölgelerinde meydana gelen ağrı şikayeti için yatar pozisyonda yapılabilecek bir takım esneme hareketleri mevcuttur. Bacakların dizden kırılarak göğüs bölgesine doğru çekilmesi, gövde rotasyon hareketleri ve çeşitli yoga duruşları bu esneme hareketleri içerisinde yer alır. Sırt ağrısı nasıl geçer sorusuna yanıt niteliğindeki bu hareketlerin neler olduğu, size uygun olanın hangi egzersizler olduğu ve nasıl yapılmaları gerektiği konusunda fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı hekimlerden bilgi almanız önerilir.
Pek çok durumda hastanın kendisi de farklı korunma yöntemleriyle sırt ağrısını hafifletebilir.
Sırt ağrısı, baş bölgesinin altından bel bölgesine kadar sırtımızda bulunan omurganın her iki tarafında bulunan kasların gerilmesi sonucu meydana gelen bir ağrı türüdür. Çoğunlukla stres kaynaklı olan bu rahatsızlık, genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçme eğilimindedir. Bazı durumlarda boyun, omuz ve sırt bölgesinde bulunan sinirlerin çeşitli faktörlerden kaynaklı baskı altında kalması ve sırt kaslarının uzun süre gerilmesi neticesinde de sırt ağrısı oluşabilir. Ağrılı seyrine rağmen sırt ağrısı çoğu kişi tarafından genellikle ihmal edilen bir sağlık problemidir.
Lumbago olarak da bilinen bel bölgesinde ağrı oluşumu bir sağlık problemi olarak nitelendirilmez ve genellikle birçok farklı rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkar. Bu şikayet sırtın alt bölgesindeki ligament, kas, sinir ve omurganın iskeletini oluşturan omurlarla ilgili patolojilere bağlı olarak da meydana gelebilir.
Sırt ağrısı aynı zamanda iş gücünü ve kişinin verimliliğini de olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Erken dönemde yapılan uygun müdahale sayesinde birçok hastada bu sorun kontrol altına alınabilir. Ancak çoğu kişi, özellikle yaşlılar bu ağrıları hastalık belirtisi olarak görmezler ve ihmal ederler. Genellikle kişiler zaman içerisinde bununla yaşamayı öğrenir ve kabullenirler. Bazı durumlarda ise sırt ağrısı aniden ortaya çıkar ve hareket etmeyi zorlaştırabilir. Ani hareketler ve zorlanma sonrası bel tutulması oluşması bu tarz durumlara örnek teşkil eder.
Sırt ağrısı belirtileri nelerdir?
Yaşam tarzınız sırt ağrısı nedenleri arasında önemli bir yere sahip olabilir. Bilgisayar başında çok fazla oturuyor, gün içinde çok az hareket ediyor; yanlış duruş, oturuş ve beslenme alışkanlıklarında bulunuyorsanız veya çok fazla rüzgâr, soğuk hava vb. koşullara maruz kalıyorsanız sırt ağrılarının oluşması için bir risk artışı söz konusu olabilir. Aynı zamanda aşırı kilolu olmak, korku ve ruhsal gerilimler de sırt ağrısı oluşumuna sebep olabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Sırt bölgesinde uzun süredir hissettiğiniz ağrı, hareketlerde kısıtlanma, kas ağrıları ve bıçak saplanması şeklinde oluşan ani ağrılar, sırt ağrısı tablosu içerisinde değerlendirilir. Bu ağrı genellikle bel omurgası etrafında yoğun olmak ile birlikte boyun, kol ve ensenizde de ortaya çıkabilir. Ancak yüksek ateş, ani kilo kaybı, şişme, göğsünüze doğru ilerleyen veya geçmeyen sırt ağrısı şikâyetiniz varsa veya sırtınızda zedelenme, kalçanızda uyuşma, dizlerinizin altına doğru inen bir ağrınız mevcut ve ilk kez sırt ağrısı şikâyetiniz oluştuysa doktorunuza görünmeniz önerilir. Bunun dışında mutlaka doktorunuza başvurmanız gereken bazı alarm belirtiler de aşağıdaki gibidir:
- Son 3 ay içinde geçirilmiş ciddi travmalar
- Bağışıklık sistemini etkileyen bir hastalığın varlığı
- Uzun süreli kortizon kullanımı
- Gece terlemeleri
- Gece artan sırt ağrıları
- Sırt ağrısının artış göstermesi
- Kemik erimesi olan kişilerde küçük travma ve ani hareketlerle ortaya çıkan sırt ağrısı
- Ağrının bir aydan uzun sürmesi
- Bacaklarda uyuşma, güçsüzlük ve idrar kaçırma eşlik ediyorsa
Sırt ağrısı genellikle gerilen kasların bazı sinirleri zorlaması sonucunda oluşur. Buna sebep kambur pozisyon ya da yanlış oturma ve yürüme, rahatsız bir zeminde uyku, uzun süre eğilmek, ayakta durmak gibi fiziksel aktiviteler olabilir. Düzenli egzersiz yapmamak, uzun süreli hareketsizlik (sedanter yaşam), uyku bozuklukları da sebep olarak görülür.
Aşırı ruhsal gerilim ve korku gibi ruhsal problemler de sırt ağrısına sebebiyet verebilir. Obezite, viral enfeksiyonlar, kemik bozuklukları, travma, omurga hastalığı, disk kayması, kas veya bağ doku hastalığı, böbrek, kalp, akciğer ve yemek borusu gibi iç hastalıklar, tümörler de sırt ağrısı neden olabilir. Bu faktörlerden omuriliğin bağ doku elemanlarının hasarlanması veya böbrek, bağırsak ya da üreme organlarını ilgilendiren hastalıklar spesifik olarak sol sırt ağrısı nedenleri arasında değerlendirilir. Gebelik hali ve çeşitli jinekolojik problemler kadınlarda sırt ağrısı ile sonuçlanabilecek durumlar arasındadır.
Tüm bunlara ek olarak kişinin servikal (boyun) bölgesinde olan boyun ağrısının sırt bölgesine yayılması sebebiyle oluşan ağrı da bir sırt ağrısı çeşidi olarak kabul edilir. Bu iki durumun ayırt edilmesinde doktor muayenesi gereklidir.
Sırt ağrısı nedenleri kendi içerisinde 5 ayrı grupta incelenebilir:
- Mekanik Nedenler
Omurilik, bu yapıların arasında bulunan intervertebral diskler ya da yumuşak dokularda hasarlanma meydana gelmesi sırt ağrısının sık karşılaşılan mekanik nedenleri arasındadır. Bu faktörlerle ilişkili olan disk fıtıkları meydana geldikten sonra kişilerde travmatik sırt ağrısı ortaya çıkabilir. Disk kaymalarına bağlı olarak meydana gelen kırıklarda da değişen şiddette sırt ağrısı oluşabilir. Gebelik döneminde bazı kadınlarda sırt ağrısı oluşması sık karşılaşılan bir durumdur.
- Dejeneratif Nedenler
Omurganın çeşitli bölgelerinde meydana gelen osteoartrit gibi dejeneratif rahatsızlıklar sonucu hastalarda sırt ağrısı ortaya çıkabilir.
- İnflamatuvar Nedenler (İltihabi Durumlar)
Sırt ağrısının inflamatuvar nedenleri arasında serenogatif spondiloartropati olarak tanımlanan hastalıklardan ankilozan spondilit öne çıkar. Bu hastalıkta sırtta ağrı hissi iltihaplanma sürecinin başlaması ile meydana gelir.
- Onkolojik Nedenler
Sırt bölgesinde omurilik üzerinde meydana gelen kötü huylu lezyonlar, kemik iliğindeki kanserler ya da sinirler üzerinde baskı oluşturan yer kaplayıcı yapılar, ağrı şikayetinin oluşması ile sonuçlanabilir.
- Enfeksiyöz Nedenler
Omurganın veya disklerin mikrobik hastalıkları ve abse gibi lezyonlara bağlı olarak enfeksiyöz kökenli sırt ağrısı ortaya çıkabilir.
Bu nedenler dışında sırt bölgesi ile ilişkili olmayan ancak bu bölgede ağrı ile kendisini gösterebilen bazı hastalıklar da mevcuttur. Biliyer kolik gibi safra kesesi hastalıkları, pnömoni (zatürre) ve obstrüktif (tıkayıcı) veya mikrobik nedenlerle oluşan böbrek rahatsızlıkları bu tarzdaki sırt ağrısı nedenleri arasında yer alır.
Sırt ağrısının çeşitleri oldukça çoktur. Genel olarak iki tipi olan sırt ağrısı; kronik ve akut olarak isimlendirilir. Akut yani ani gelişen ağrı, bir ile altı haftadan kısa sürme eğilimindedir. Kronik ağrı ise altı haftadan daha uzun süreli olarak devam edebilir. Her iki tip ağrının nedeni de tedavisi gibi farklılık gösterir.
Sırt ağrısı tanısı nasıl konulur?
Her rahatsızlıkta olduğu gibi sırt ağrısının da başvurulan hekimlere mümkün olduğunca ayrıntılı tarif edilmesi önemlidir. Şiddet düzeyinin belirlenmesinde ağrı ölçeği ve ağrı günlüğü gibi yardımcı yöntemlerden de faydalanılabilir. Klinik hikaye, fizik ve nörolojik muayene, laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme yöntemleri sırt ağrısı şikâyeti ile başvuran hastanın tanısını koymada yardımcı olabilir.
Güncel hastalık öykünüz kadar geçmiş tıbbi öykünüz de doktorunuz için önemlidir. Genellikle hastalara şu sorular yönetilerek muayene başlar:
- Ağrının lokalizasyonu yani ağrıyan bölgenin konumu
- Sırt ağrısının başka bir bölgeye yayılım gösterip göstermediği
- Ağrının ne zamandır devam ettiği
- Hangi durum ve pozisyonda ağrının belirginleştiği
- Sırt ağrısını arttıran ve azaltan faktörler
- Sırt ağrısı ne kadar şiddetli olduğu
- Ağrıya eşlik eden fiziksel yada psikolojik şikâyetlerin varlığı
Tüm bu ve benzeri sorular sonrasında hekiminiz gerekli gördüğü diğer tetkikler ile tanısal yaklaşım yöntemini belirler ve tanının desteklenmesini sağlar:
- X-Ray
Bu görüntüleme yöntemi kemiklerin diziliminin incelenmesini sağlayarak eklem iltihabı ya da kemik kırığı gibi durumların aydınlatılmasına yardımcı olabilir. Direkt grafi olarak da ifade edilen x-ray filmleri omurilik, kas, sinir ve disk yapıları ile ilgili problemleri göstermede ise başarısız olarak kabul edilir.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT)
MRI ve BT gibi radyolojik tetkikler, disk fıtıklarınının ve bağ doku elemanları ya da kan damarları ile ilgili patolojilerin tespit edilmesini sağlar.
- Kemik İncelemeleri
Nadir olarak kullanılsa da kemik tümörü ya da çeşitli kemik kırığı türlerinden şüphelenilen hastalarda hekimler kemik inceleme tetkiklerine başvurabilir.
- Sinir Fonksiyon İncelemeleri
Elektromiyografi (EMG), sinir hücreleri tarafından oluşturulan elektriksel sinyallerin ve bu kasların bu uyarıya verdiği yanıtın incelenmesini sağlayan tetkiktir. Omurilik kanalında darlık ya da disk fıtığı gibi sinirler üzerinde baskı oluşturabilecek durumlarda EMG yöntemi oldukça faydalı kabul edilen bir tanı aracıdır.
Görüntüleme yöntemleri dışında hekimler çeşitli uyarıcı bulgular ile karşılaştıklarında çeşitli laboratuvar tetkiklerine de başvurabilirler. C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) kişinin vücudundaki iltihaplanmaya işaret edebilen önemli kimyasal belirteçler arasındadır. Bu maddelerin düzeylerininin incelenmesi özellikle inflamatuvar nedenlerle oluştuğu düşünülen sırt ağrısında faydalı olabilir. Tam kan sayımı ve kan kültürleri, inflamatuar, enfeksiyöz ya da kötü huylu kitlelerden şüphelenilen vakalarda yol gösterici olabilir.
Sırt ağrısı tedavi yöntemleri nelerdir?
Sırt ağrısı tedavisi yöntemleri altta yatan nedene bağlı olarak değişkenlik gösterir. Çoğu sırt ağrısı vakası yaklaşık olarak 1 ay içerisinde gerileme gösterir. Ancak bu durumun herkeste farkı seyir izleyebilmesi nedeniyle bazı kişilerde bu şikayet aylarca devam eder. Yaşam şeklinin değiştirilmesi ağrıların hafiflemesine sebep olabilir.
Sırt ağrısında ilaçlı ve ilaçsız tedavi seçenekleri de bulunur. Hekiminiz bu tedavi yöntemlerine sizinle birlikte karar verir. Akut sırt ağrılarında çoğunlukla ilaçla tedavi tercih edilir. Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar, çeşitli nedenlerle oluşan sırt ağrısının hafiflemesinde fayda sağlayabilir. Kas gevşeticiler, sırt ağrısı tedavisinde başvurulan bir diğer ilaç türüdür. Hekimler tarafından kas spazmı gibi durumlarda reçetelendirilebilen bu ilaçların kullanımı sırasında uykuya meyil ve sersemlik gibi yan etkiler oluşabilir. Ağır sırt ağrısı vakalarında opioid (afyon) etken madde içeren narkotik ağrı kesiciler kısa bir süreliğine tedavi planlamasına dahil edilebilir. Bu ilaçlar dışında bazı antidepresan türevi ilaçlar özellikle kronik (uzun süreli) sırt ağrısı tedavisinde fayda sağlayabilir. Bazı sırt ağrısı çeşitlerinde ise doktor direkt olarak ağrılı noktaya steroid enjeksiyonu yapmayı tercih edebilir. Ağrı şikayetinin rahatlamasını sağlayan bu enjeksiyonların etkisi yaklaşık olarak 3 ay içerisinde gerileme gösterir. Spesifik bir sırt ağrısı ile karşı karşıya kalınması durumunda ise ağrının altta yatan nedeninin tedavisine odaklanılır. Dolayısıyla bu durumda kullanılan ilaçlar normal sırt ağrısı tedavisinden farklılık gösterebilir.
İlaç tedavisi, ilaçsız tedavi ile desteklenir. İlaçsız tedavide ise genellikle hareket önerilir. Hastanın yaşına ve fiziksel durumuna göre yürüyüş, bisiklet ya da yüzme önerilebilir. Kronik ağrı yaşayan hastalarda farklı seçenekler önerilebilir. Psikolojik terapi bunlardan biridir. Yine hastanın durumuna göre fizyoterapi, ergoterapi uzmanlarına yönlendirilebilir. Böylece hastanın uzun süredir alışkanlık haline getirdiği yanlış hareketlerden uzaklaşması sağlanır. Bazı hastalar fizik tedavi uzmanlarından destek alarak sırt ve karın kaslarının güçlendirilmesi ve esnekliğin arttırılmasına yönelik egzersiz çalışmalarına katılabilirler. Aynı zamanda hekimler hastaların sırt ağrısı atağı esnasında ağrının şiddetlenmesine neden olabilecek yapılmaması gereken hareketler konusunda da bilinçlenmesini sağlarlar.
Sırtın alt bölgelerinde meydana gelen ağrı şikayeti için yatar pozisyonda yapılabilecek bir takım esneme hareketleri mevcuttur. Bacakların dizden kırılarak göğüs bölgesine doğru çekilmesi, gövde rotasyon hareketleri ve çeşitli yoga duruşları bu esneme hareketleri içerisinde yer alır. Sırt ağrısı nasıl geçer sorusuna yanıt niteliğindeki bu hareketlerin neler olduğu, size uygun olanın hangi egzersizler olduğu ve nasıl yapılmaları gerektiği konusunda fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı hekimlerden bilgi almanız önerilir.
Pek çok durumda hastanın kendisi de farklı korunma yöntemleriyle sırt ağrısını hafifletebilir.