C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Büyük oyun yine bozuldu…Değerli tafrafuruş yorumcularımız Metaverse’ü tüm hatlarıyla ekranları başında deşifre etmeye başladılar. Dünya’yı yöneten 5 büyük aileden tutun, aşıyla bize çip takacaklar diyen komplo teorisyenlerimiz her konuda bilgilerini ortaya koydukları gibi bu konuyu da es geçmediler. Boomerlar deseniz onlarda geri durur mu? ‘’Yeğenim metaverse ile gençliği yok edecekler’’ diyerek çok önemli görüşlerini paylaşıp yine her zaman ki gibi hunharca çağımıza katkı sunmaya devam ediyorlar.
MFÖ grubunun Ayhan Sicimoğlu’na yazdığı ‘’Peki peki anladık’’ şarkısında ki her şeyden anlayan ve her şeyi bilen olarak müsaadenizle tabir etmek istediğim yorumcularımızın geçenlerde bir programda Metaverse hakkında ki konuşmalarına denk geldim. Alamut kalesi örneği vererek bir Hassan Sabbah modeli, bir yecüc ve mecüc olduğunu söylüyorlardı.
Aklıma zamanında TV hakkında söylenen sözler geldi. Televizyonun aslında bir deccal olduğunu evlere hiç sokulmaması gerektiğini dile getirenler vardı. Ama zaman gösterdi ki Televizyon izlemeyin diyenler ilk başta evlerine ve işyerlerine televizyon aldılar yetmedi TV kanalı sahibi oldular. Sosyal medya içinde aynısını söylemek mümkün. Dün eleştirenler, yerden yere vuranlar sonrasında ‘’resmi’’ hesap açarak bizzat sosyal medya platformlarında yerlerini aldılar. Büyük lokma ye, büyük laf konuşma diye boşuna dememiş atalarımız…
Bakın görün Metaverse içinde aynısı olacak bugün eleştirenler yarın bizzat bu öte evren de avatarlarıyla boy gösterecekler. Tarihe not düşelim! Dün sövdüklerini yarın övecekler. ‘’Fear Marketing’’ ile belli bir takipçi elde etmek isteyen veya takipçilerini yönlendirenler Metaverse üzerinden başka bir şeytan seçip onu taşlamaya devam edecekler.
Elbette Metaverse’ün riskleri, kötü yanları ve zararları olacaktır. Bundan bahsetmek ayrı bir şey fakat tümüyle yaftalamak ayrı. Daha Metaverse hakkında yeni yeni gelişmeler yaşanırken hayatımıza tam olarak yansımamışken alamut kalesi olarak isimlendirmek ne kadar doğru?
Birçok teknoloji firmalarının yöneticileri ve konuyla ilgili olan uzmanların dile getirdiği gibi Metaverse için henüz konuşmak erken. Tam olarak istenilen seviyeye gelmesi için 10 yıldan fazla bir zamana ihtiyaç olduğuna ise kesin gözüyle bakılıyor. Ayrıca Metaverse için düşünülen cihaz ve aparatların maliyetleri hem yüksek hem de rahat olmadığı gibi taşınabilir de değil! Kısacası Metaverse’ün yolu biraz uzun.
Metaverse’ün önüne geçilebilir mi?
Hayır! Yeni çağımızda yeni bir çığ etkisi oluşturacağını düşündüğüm öte evrenin önüne geçmek mümkün değil ancak disipline etmek bence mümkün olabilir. Gerçek hayatta ki gibi insani kuralların ve yasaların bu evrende de işletilmesi birçok dijital suçun engellenmesini sağlayacaktır. Tabi işin yuları dijital tüccarlara bırakılmadan disipline edilebilirse. En nihayetinde kullanıcı olarak gördüğümüzü dijital tüccarlar ürün olarak görüyorlar ve ürünlerini (kullanıcılarını) firmalara pazarlamaya çalışıyorlar. Dün internetten alışveriş yapılır mı diye tartışılırken bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda Metaverse içinde tarihin tekerrür edeceğini öngörmek zor değil. Metaverse’ün önüne geçilemeyecek ancak en önemli soruya geliyoruz.
Biz Metaverse’ün neresinde olacağız?
Son zamanlarda gündem olan Metaverse arsalarıyla ilgili araştırma yapıldığında özellikle OVRLand'de arsa alanların birinci sırasında biz Türkler’in yer aldığını görüyoruz. Desenize biz yine konuyu yanlış anladık… Eller aya biz yaya devam ediyoruz. Yok mu başka gelişme derken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş "Ankara'mız; Los Angeles, Bari ve Helsinki'den sonra Metaverse'ün açık ve birlikte kullanılır olması için standartlar geliştiren Open Ar Cloud Association'un 4. test şehri oldu. BLD 4.0 vizyonumuzla Metaverse entegrasyonunu tamamlayacak, icraatlarımızla orada da olacağız." açıklamasını paylaştı.
Deva partisi de Metaverse’de ilk genel merkezini açan siyasi parti olarak kayıtlara geçti. Temennimiz Metaverse’de kullanıcı olarak değil de oyuncu olarak yer aldığımız haberlerini duyabilmek ama Dünya başka bir yere giderken biz maalesef zaman kaybettiren büyük oyun masallarına çok vakit harcıyoruz.
Bir söz var ya ‘’Dünya’da Acemler kadar güzel masal uyduran, Araplar kadar güzel masal anlatan ve Türkler kadar bu masala inanan başka bir millet yoktur.’’ Diye işte biz maalesef masallara çok inanıyoruz…
MFÖ grubunun Ayhan Sicimoğlu’na yazdığı ‘’Peki peki anladık’’ şarkısında ki her şeyden anlayan ve her şeyi bilen olarak müsaadenizle tabir etmek istediğim yorumcularımızın geçenlerde bir programda Metaverse hakkında ki konuşmalarına denk geldim. Alamut kalesi örneği vererek bir Hassan Sabbah modeli, bir yecüc ve mecüc olduğunu söylüyorlardı.
Aklıma zamanında TV hakkında söylenen sözler geldi. Televizyonun aslında bir deccal olduğunu evlere hiç sokulmaması gerektiğini dile getirenler vardı. Ama zaman gösterdi ki Televizyon izlemeyin diyenler ilk başta evlerine ve işyerlerine televizyon aldılar yetmedi TV kanalı sahibi oldular. Sosyal medya içinde aynısını söylemek mümkün. Dün eleştirenler, yerden yere vuranlar sonrasında ‘’resmi’’ hesap açarak bizzat sosyal medya platformlarında yerlerini aldılar. Büyük lokma ye, büyük laf konuşma diye boşuna dememiş atalarımız…
Bakın görün Metaverse içinde aynısı olacak bugün eleştirenler yarın bizzat bu öte evren de avatarlarıyla boy gösterecekler. Tarihe not düşelim! Dün sövdüklerini yarın övecekler. ‘’Fear Marketing’’ ile belli bir takipçi elde etmek isteyen veya takipçilerini yönlendirenler Metaverse üzerinden başka bir şeytan seçip onu taşlamaya devam edecekler.
Elbette Metaverse’ün riskleri, kötü yanları ve zararları olacaktır. Bundan bahsetmek ayrı bir şey fakat tümüyle yaftalamak ayrı. Daha Metaverse hakkında yeni yeni gelişmeler yaşanırken hayatımıza tam olarak yansımamışken alamut kalesi olarak isimlendirmek ne kadar doğru?
Birçok teknoloji firmalarının yöneticileri ve konuyla ilgili olan uzmanların dile getirdiği gibi Metaverse için henüz konuşmak erken. Tam olarak istenilen seviyeye gelmesi için 10 yıldan fazla bir zamana ihtiyaç olduğuna ise kesin gözüyle bakılıyor. Ayrıca Metaverse için düşünülen cihaz ve aparatların maliyetleri hem yüksek hem de rahat olmadığı gibi taşınabilir de değil! Kısacası Metaverse’ün yolu biraz uzun.
Metaverse’ün önüne geçilebilir mi?
Hayır! Yeni çağımızda yeni bir çığ etkisi oluşturacağını düşündüğüm öte evrenin önüne geçmek mümkün değil ancak disipline etmek bence mümkün olabilir. Gerçek hayatta ki gibi insani kuralların ve yasaların bu evrende de işletilmesi birçok dijital suçun engellenmesini sağlayacaktır. Tabi işin yuları dijital tüccarlara bırakılmadan disipline edilebilirse. En nihayetinde kullanıcı olarak gördüğümüzü dijital tüccarlar ürün olarak görüyorlar ve ürünlerini (kullanıcılarını) firmalara pazarlamaya çalışıyorlar. Dün internetten alışveriş yapılır mı diye tartışılırken bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda Metaverse içinde tarihin tekerrür edeceğini öngörmek zor değil. Metaverse’ün önüne geçilemeyecek ancak en önemli soruya geliyoruz.
Biz Metaverse’ün neresinde olacağız?
Son zamanlarda gündem olan Metaverse arsalarıyla ilgili araştırma yapıldığında özellikle OVRLand'de arsa alanların birinci sırasında biz Türkler’in yer aldığını görüyoruz. Desenize biz yine konuyu yanlış anladık… Eller aya biz yaya devam ediyoruz. Yok mu başka gelişme derken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş "Ankara'mız; Los Angeles, Bari ve Helsinki'den sonra Metaverse'ün açık ve birlikte kullanılır olması için standartlar geliştiren Open Ar Cloud Association'un 4. test şehri oldu. BLD 4.0 vizyonumuzla Metaverse entegrasyonunu tamamlayacak, icraatlarımızla orada da olacağız." açıklamasını paylaştı.
Deva partisi de Metaverse’de ilk genel merkezini açan siyasi parti olarak kayıtlara geçti. Temennimiz Metaverse’de kullanıcı olarak değil de oyuncu olarak yer aldığımız haberlerini duyabilmek ama Dünya başka bir yere giderken biz maalesef zaman kaybettiren büyük oyun masallarına çok vakit harcıyoruz.
Bir söz var ya ‘’Dünya’da Acemler kadar güzel masal uyduran, Araplar kadar güzel masal anlatan ve Türkler kadar bu masala inanan başka bir millet yoktur.’’ Diye işte biz maalesef masallara çok inanıyoruz…