- Katılım
- 8 Ekim 2019
- Mesajlar
- 899
Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre 2021 enflasyonu yüzde 36,08 oldu. Ancak bağımsız sosyal bilimcilerin oluşturduğu ENAG’ın hesaplamalarına göre enflasyon yüzde 80’i aştı.
Diğer yandan küresel kuruluşlar da Türkiye’deki enflasyonun 2022’nin büyük bölümünde yüzde 50’yi aşacağını söylüyor.
Asgari ücrete yüzde 50 zam yapılsa da bunun yüzde 36’sı zaten 2021 enflasyonu ile erimiş oldu. Ocak ve şubat aylarında ortaya çıkacak yüksek enflasyonu da dikkate alırsak, 2022 yılı sonuna kadar bu artışın reel olarak bir kayba dönüşeceği açık.
Enflasyon artışında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ısrarı sonrası faizlerin 500 baz puan düşürülmesiyle birlikte döviz kurlarının fırlaması etkili oldu. Faiz indirimleriyle ilgili olmadığını öne sürse de Merkez Bankası Şahap Kavcıoğlu da enflasyondaki yükselişte kur fiyatlarının etkilini olduğunu söyledi.
Diğer yandan Türkiye’yi ABD Merkez Bankası Fed’in faiz arttırması gibi küresel riskler de bekliyor.
ASO meclis toplantısında konuşan Özdebir, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), Fed’in hamlelerinin gelişmekte olan ülkelerde sermaye çıkışlarına ve para birimlerinde değer kayıplarına neden olabileceği uyarısında bulunduğunu hatırlatarak, bu durumun dolara erişim maliyetini önemli ölçüde arttıracağını söyledi.
Özdebir, içerde enflasyon eğilimlerinin her geçen gün daha da bozulduğuna işaret ederek şunları söyledi: “Enflasyon son dönemlerde yapısal bir soruna dönüşürken aralıkta beklentilerin üzerinde açıklanan enflasyon, ekonominin geneline yayılan maliyet tarafı güçlü bir enflasyonla karşı karşıya kaldığımızı ve sonraki aylarda fiyat artışlarının devam edeceğine işaret ediyor.”
Özdebir, önümüzdeki dönemde güçlü küresel talep, tedarik zincirinde devam eden aksaklıklar, gıda fiyatlarındaki artışlar ve petrol fiyatlarında 100 dolara kadar artış beklentisinin 2022 yılının da enflasyon açısından iyi bir yıl olmayacağı sinyalini verdiğini belirtirken, “Bu tablo ülkemizde de belirli bir süre daha yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceğimizi gösteriyor” dedi.
‘Programın devreye girmesi gerekiyor’
Özdebir, diğer ülkelerin aksine Türkiye’de enflasyonun aşağı değil yukarı yönlü olduğunu, bu yönüyle Türkiye’nin diğer ülkelerden ayrıştığını belirtirken, enflasyonu kontrol altına almadan atılan adımların faizlerde kalıcı bir düşüşe neden olmadığını söyledi.
Özdebir, “Enflasyonla mücadelede ivedi bir programının devreye girmesi gerekiyor. Orta vadeli ve inandırıcılığı yüksek bir program, enflasyon seviyesinde beklentileri aşağı çekerek, ekonominin dezenflasyonist bir sürece girmesine katkı sağlayacaktır” dedi.
Diğer yandan küresel kuruluşlar da Türkiye’deki enflasyonun 2022’nin büyük bölümünde yüzde 50’yi aşacağını söylüyor.
Asgari ücrete yüzde 50 zam yapılsa da bunun yüzde 36’sı zaten 2021 enflasyonu ile erimiş oldu. Ocak ve şubat aylarında ortaya çıkacak yüksek enflasyonu da dikkate alırsak, 2022 yılı sonuna kadar bu artışın reel olarak bir kayba dönüşeceği açık.
Enflasyon artışında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ısrarı sonrası faizlerin 500 baz puan düşürülmesiyle birlikte döviz kurlarının fırlaması etkili oldu. Faiz indirimleriyle ilgili olmadığını öne sürse de Merkez Bankası Şahap Kavcıoğlu da enflasyondaki yükselişte kur fiyatlarının etkilini olduğunu söyledi.
Diğer yandan Türkiye’yi ABD Merkez Bankası Fed’in faiz arttırması gibi küresel riskler de bekliyor.
ASO meclis toplantısında konuşan Özdebir, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), Fed’in hamlelerinin gelişmekte olan ülkelerde sermaye çıkışlarına ve para birimlerinde değer kayıplarına neden olabileceği uyarısında bulunduğunu hatırlatarak, bu durumun dolara erişim maliyetini önemli ölçüde arttıracağını söyledi.
Özdebir, içerde enflasyon eğilimlerinin her geçen gün daha da bozulduğuna işaret ederek şunları söyledi: “Enflasyon son dönemlerde yapısal bir soruna dönüşürken aralıkta beklentilerin üzerinde açıklanan enflasyon, ekonominin geneline yayılan maliyet tarafı güçlü bir enflasyonla karşı karşıya kaldığımızı ve sonraki aylarda fiyat artışlarının devam edeceğine işaret ediyor.”
Özdebir, önümüzdeki dönemde güçlü küresel talep, tedarik zincirinde devam eden aksaklıklar, gıda fiyatlarındaki artışlar ve petrol fiyatlarında 100 dolara kadar artış beklentisinin 2022 yılının da enflasyon açısından iyi bir yıl olmayacağı sinyalini verdiğini belirtirken, “Bu tablo ülkemizde de belirli bir süre daha yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceğimizi gösteriyor” dedi.
‘Programın devreye girmesi gerekiyor’
Özdebir, diğer ülkelerin aksine Türkiye’de enflasyonun aşağı değil yukarı yönlü olduğunu, bu yönüyle Türkiye’nin diğer ülkelerden ayrıştığını belirtirken, enflasyonu kontrol altına almadan atılan adımların faizlerde kalıcı bir düşüşe neden olmadığını söyledi.
Özdebir, “Enflasyonla mücadelede ivedi bir programının devreye girmesi gerekiyor. Orta vadeli ve inandırıcılığı yüksek bir program, enflasyon seviyesinde beklentileri aşağı çekerek, ekonominin dezenflasyonist bir sürece girmesine katkı sağlayacaktır” dedi.