C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Muhalif-Özel Araştırma
Değerli dostlar ben “cahil” otomotivdeki büyük çip krizinin nedenini merak ettim.
Bu krizin ardında ne çıktı biliyor musunuz?
En fazla karbon emisyonu ile iklim krizinin bir numaralı nedeni olan otomotiv sektörü, şimdilerde kuraklık nedeniyle krize girmiş durumda.
Yani, doğaya zarar veren otomotiv krizinin arkasında da doğa var!
Nasıl mı?
Öğrendiklerimi paylaşayım.
Medyada sıkça aşağıdaki paragraftaki gibi haberler okumuşsunuzdur!
Teknolojinin hızı baş döndürürken, otomotiv üretimi iklim krizinin getirdiği kuraklığa takıldı. Susuzluk, çip üretimini vurdu. Ve ihtiyaç duyduğu suya erişememesi nedeniyle, çip krizinin 2023’e dek sarkacağı hesaplanıyor.
OTOMOTİVDE KÜRESEL ÇİP KRİZİ!
11 Mart 2020’de ilan edilen pandemiyle ciddi kayıplar yaşayan otomotiv sektörü, 2021’de bu kez çip sorununa takıldı. Sürdürülebilirliğin önemi hiç olmadığı kadar artarken, sektörün dönüşüm planları dijitalleşmenin gerisinde kaldı ve siber güvenlik sektörün öncelikli gündemi oldu.
KURAKLIK NEDEN ÇİP KRİZİNİ GETİRİYOR?
Otomotiv Yazarı Emre Peynirci’ye, kuraklığın neden çip krizini getirdiğini sordum.
“Her bir çip için 10 litre saf suya ihtiyaç duyuluyor. Ve bazı otomobillerde bin adet çip kullanılıyor. Yani tek bir otomobil için 10 ton suya ihtiyaç duyuluyor.
Otomobillerin lastiklerinden çıkan parçacıklar, denizlerdeki canlılığı bitirirken, fosil yakıtlı araçların egzozlarından çıkan karbon emisyonu ise küresel ısınmanın bir numaralı sebebi. Küresel ısınma, kuraklığı getirirken, kuraklık da, otomotiv krizini getirdi!”
KURAKLIK ÇİP KRİZİNİ 2023’E DEK UZATACAK
Çip üretiminin ihtiyaç duyduğu su tüketimi, kuraklık nedeniyle karşılanamıyor. Küresel çapta en büyük çip üreticisi durumundaki Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) tüm endüstrilerdeki talebi karşılamak için tam kapasiteye yeniden girdiğini duyurdu. Bununla birlikte, ada ülkesi Tayvan’da yaşanan kuraklığın hızlı bir çözümünün olmadığı ortaya çıktı. Dünya çapında su stoklama sorunu çözülemez ise otomotivdeki krizin kısa vadede aşılamayacağı görülüyor. TSMC, günlük 156 bin ton su ihtiyacı karşılanamayacağından, çip krizinin 2022’de normale dönemeyeceği, hatta 2023’e sarkacağı hesaplanıyor.
Değerli dostlar ben “cahil” otomotivdeki büyük çip krizinin nedenini merak ettim.
Bu krizin ardında ne çıktı biliyor musunuz?
En fazla karbon emisyonu ile iklim krizinin bir numaralı nedeni olan otomotiv sektörü, şimdilerde kuraklık nedeniyle krize girmiş durumda.
Yani, doğaya zarar veren otomotiv krizinin arkasında da doğa var!
Nasıl mı?
Öğrendiklerimi paylaşayım.
Medyada sıkça aşağıdaki paragraftaki gibi haberler okumuşsunuzdur!
Teknolojinin hızı baş döndürürken, otomotiv üretimi iklim krizinin getirdiği kuraklığa takıldı. Susuzluk, çip üretimini vurdu. Ve ihtiyaç duyduğu suya erişememesi nedeniyle, çip krizinin 2023’e dek sarkacağı hesaplanıyor.
OTOMOTİVDE KÜRESEL ÇİP KRİZİ!
11 Mart 2020’de ilan edilen pandemiyle ciddi kayıplar yaşayan otomotiv sektörü, 2021’de bu kez çip sorununa takıldı. Sürdürülebilirliğin önemi hiç olmadığı kadar artarken, sektörün dönüşüm planları dijitalleşmenin gerisinde kaldı ve siber güvenlik sektörün öncelikli gündemi oldu.
KURAKLIK NEDEN ÇİP KRİZİNİ GETİRİYOR?
Otomotiv Yazarı Emre Peynirci’ye, kuraklığın neden çip krizini getirdiğini sordum.
“Her bir çip için 10 litre saf suya ihtiyaç duyuluyor. Ve bazı otomobillerde bin adet çip kullanılıyor. Yani tek bir otomobil için 10 ton suya ihtiyaç duyuluyor.
Otomobillerin lastiklerinden çıkan parçacıklar, denizlerdeki canlılığı bitirirken, fosil yakıtlı araçların egzozlarından çıkan karbon emisyonu ise küresel ısınmanın bir numaralı sebebi. Küresel ısınma, kuraklığı getirirken, kuraklık da, otomotiv krizini getirdi!”
KURAKLIK ÇİP KRİZİNİ 2023’E DEK UZATACAK
Çip üretiminin ihtiyaç duyduğu su tüketimi, kuraklık nedeniyle karşılanamıyor. Küresel çapta en büyük çip üreticisi durumundaki Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) tüm endüstrilerdeki talebi karşılamak için tam kapasiteye yeniden girdiğini duyurdu. Bununla birlikte, ada ülkesi Tayvan’da yaşanan kuraklığın hızlı bir çözümünün olmadığı ortaya çıktı. Dünya çapında su stoklama sorunu çözülemez ise otomotivdeki krizin kısa vadede aşılamayacağı görülüyor. TSMC, günlük 156 bin ton su ihtiyacı karşılanamayacağından, çip krizinin 2022’de normale dönemeyeceği, hatta 2023’e sarkacağı hesaplanıyor.
HURDA TEŞVİKİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ! Küresel çapta büyük değişimler yaşanırken, Paris İklim Anlaşması’nı, 7 Ekim 2021’de TBMM’den geçirerek, taraf olan Türkiye’nin başı araçların egzoz gazıyla dertte. 2020 yılında başlayan pandemi; 2019’da 300 bin adetlerde gerçekleşen hurda araç kayıtlarını, 2020’de 3 bin 128 adete indirdi. Eski araçların hurdaya ayrılmasındaki keskin düşüş, 2021 yılında da devam etti. 2021 yılı ilk 6 ayında sadece 1.542 adet araç hurda kaydıyla piyasadan çekildi. Otomotiv fiyatlarındaki ciddi yükselişe karşın, hurda teşviki ile talep de bitme noktasına geldi. Paris İklim Anlaşması çerçevesinde tüm dünyada daha az karbon salınımı yapan araçlara yöneldiği bir dönemde, Türkiye’de 16 yaşın üzerinde 23 milyon araç bulunuyor. |
SEKTÖR TÜRKİYE’DE EYLÜL’DE YÜZDE 37 KÜÇÜLDÜ Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Sektörün küresel çapta yaşadığı küçülmenin etkisi Türkiye’de de görüldü. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, Eylül’de 2020’nin aynı dönemine kıyasla yüzde 37 oranında küçüldü. Otomobildeki küçülme ise yüzde 39’u geçti. KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri Hakan Ölekli, sektörün pandemi sonrası döneme entegre olmaya çalıştığını kaydederek, değişime sektörün hazırlıksız girdiğini itiraf ediyor: “2020’de ilan edilen pandemiyle, hızlı ve geri dönüşü olmayan bir değişim dönemine girildi. Otomotivde tüm oyun yeniden kurulurken, paradigmalar değişiyor. Öte yandan da bu değişime yanıt verebilecek planların olmadığı açığa çıkıyor.” 2021 OTOMOTİV İHRACATI 30 MİLYAR DOLAR Türkiye’de, 2020 yılında toplam 930 bin adet araç ihraç edilirken, ana ve yansanayi olarak 2020’de 26 milyar dolarlık dışsatım gerçekleşti. 2021’in ilk çeyreğinde 265 bin aracın ihracatından, 7,8 milyar dolar gelir elde edildi. Otomotivin 2021 sonu için ihracat tahmini 30 milyar dolar düzeyinde öngörülüyor. Türk otomotiv sektöründe istihdam hacmi 50 bin seviyesinde bulunuyor. İmalat dışında bayilikler, çevre ünitelerle birlikte ise bu rakam 500 bini geçiyor. Türkiye’nin yüzde 100 yerli otomobil inisiyatifi olan TOGG, 375 personelle ve tüm hızıyla çalışmalarını sürdürüyor.Yerli otomobilde inşaatı halen devam eden fabrikanın faaliyete geçmesiyle, istihdamın 6 bin 500 kişiye ulaşacağı hesaplanıyor. TOGG’DA KÖKLÜ DEĞİŞİM Küresel düzeyde otomotiv sektöründeki hızlı değişimin etkileri, Türkiye’deki mobilite ekosistemini de köklü bir biçimde değiştirecek. TOGG’un geliştirdiği elektrikli yeni nesil otomobillerdeki ekosistem; şarj teknolojisindeki altyapıdan konum bazlı uygulamalara, tüm akıllı cihazlara erişimden, akıllı parklanmaya, üyelik bazlı ulaşımdan, TOGG’un yazılımındaki kablosuz güncellemeye kadar yeni birçok hizmeti kapsayacak. Aspilsan’ın 2020’de temellerini attığı lityum iyon batarya üretim fabrikası da Türkiye’de elektrikli araç üretimini desteklemek üzere planlandı. Aspilsan yatırımının elektrikli araç pazarında yerel ve küresel anlamda büyük bir önemi bulunuyor. |
YENİ NESİL ARAÇLARIN YÜKSELİŞİ Pandemi dijital bir dönüşümü hızlandırırken, klasik otomotiv firmalarının bu değişime hazır olmadığı ortaya çıktı. Asırlık firmalar, yaşı henüz iki haneli rakamlara ulaşan firmalarca geçilirken, belki de asırlık değerleri ile iş yapış şekillerini birbirinden ayırıp, yeterince hızlı hareket edemediler. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre pandemi kısıtlarıyla küresel düzeydeki otomobil satışları, önceki yıla gore yüzde 15 daraldı. Bununla birlikte, elektrikli otomobil satışları ise Pazar beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. 2021 yılının ilk çeyreğinde küresel elektrikli araç satışları, Çin’de 500 bin adet, Avrupa’da ise 450 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Bu yükseliş trendi, binek araç dışında otobüs ve kamyon gibi ticari branşta da görüldü. Hali hazırda uygulanan politik destek ve ek teşviklerle IEA, elektrikli otomobil satışlarının küresel düzeyde, 3 milyon adetin ve yüzde 4'ün üzerinde bir pazar payına eriştiğini hesaplıyor. Bu hesap, 2019’da dünya çapında satılan 2,1 milyon elektrikli otomobil rakamına kıyasla yüzde 40'ın üzerinde bir artış anlamına geliyor. |