- Katılım
- 8 Ekim 2019
- Mesajlar
- 899
Dünyadaki nükleer reaktörler, nükleer fisyon denilen ve ağır bir elementin atomlarının parçalanarak hafif elementlere dönüştürülmesinde açığa çıkan enerjiyle çalışıyor. Bilim insanları 1950’den bu yana Güneş'te her an olan, iki hafif elementin kaynaşarak daha ağır bir elemente dönüşmesi olan nükleer füzyon üzerinde çalışıyor.
BBC'nin haberine göre, California'daki National Ignition Facility'de (NIF) (Ulusal Ateşleme Tesisi) yapılan deneylerde uzmanlar, kullandıkları dünyanın en güçlü lazerinden çıkan 192 ışını, karabiber tanesi büyüklüğündeki kapsülün içerisindeki hidrojenin farklı formları olan deuterium ve tritiuma (hidrojen yakıtı) yöneltti.
Bu ışınlar, kapsülün içindeki deuterium ve tritiumu kurşundan 100 kat daha yoğunluğa sıkıştırırken, sıcaklığını Güneş’in merkezinden daha sıcak olan 100 milyon santigrat dereceye çıkardı.
Bu şekilde, kapsülün içerisinde elektrikle yüklü plazma adı verilen gaz oluşturan bilim insanları, plazma formunda elektronların atomun çekirdeğinden ayrıldığını, tek kalan çekirdeklerin yeniden kaynaşması (füzyon) sırasında da enerji ortaya çıktığını anlattı.
Bu deneylerinde, süreci başlatmak için kullanılan lazer enerjisi yerine füzyon reaksiyonlarının, plazmadaki ısınmanın hakim enerji kaynağı olduğunu kaydeden bilim insanlarından fizikçi Annie Kritcher, "Bu deneylerde, bir füzyon araştırma tesisinde ilk defa, füzyon reaksiyonlarını başlatmak için gerekli enerjiden fazlasını, füzyon reaksiyonu gösteren yakıttan elde ettiğimiz yanan plazma evresine ulaştık." dedi.
BBC'nin haberine göre, California'daki National Ignition Facility'de (NIF) (Ulusal Ateşleme Tesisi) yapılan deneylerde uzmanlar, kullandıkları dünyanın en güçlü lazerinden çıkan 192 ışını, karabiber tanesi büyüklüğündeki kapsülün içerisindeki hidrojenin farklı formları olan deuterium ve tritiuma (hidrojen yakıtı) yöneltti.
Bu ışınlar, kapsülün içindeki deuterium ve tritiumu kurşundan 100 kat daha yoğunluğa sıkıştırırken, sıcaklığını Güneş’in merkezinden daha sıcak olan 100 milyon santigrat dereceye çıkardı.
Bu şekilde, kapsülün içerisinde elektrikle yüklü plazma adı verilen gaz oluşturan bilim insanları, plazma formunda elektronların atomun çekirdeğinden ayrıldığını, tek kalan çekirdeklerin yeniden kaynaşması (füzyon) sırasında da enerji ortaya çıktığını anlattı.
Bu deneylerinde, süreci başlatmak için kullanılan lazer enerjisi yerine füzyon reaksiyonlarının, plazmadaki ısınmanın hakim enerji kaynağı olduğunu kaydeden bilim insanlarından fizikçi Annie Kritcher, "Bu deneylerde, bir füzyon araştırma tesisinde ilk defa, füzyon reaksiyonlarını başlatmak için gerekli enerjiden fazlasını, füzyon reaksiyonu gösteren yakıttan elde ettiğimiz yanan plazma evresine ulaştık." dedi.