C
Celil
Guest
Konu Sahibi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 13'üncü Cumhurbaşkanı Millet İttifakı'nın adayı olursa Türkiye'nin 6 ay içerisinde büyük dönüşümler ve özgürlüklere kavuşacağını savundu. Kemal Kılıçdaroğlu, "6 ay bu ülkede hep beraber şöyle düşüneceğiz, ‘ya bir kabustan mı uyandık?’ Evet, bir kabustan uyanacak Türkiye" dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Lideri Meral Akşener ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) 30 Kreşin Toplu Temel Atma Töreni'ne katıldı.
İBB'nin Ekrem İmamoğlu'ndan önce belediyeye ait hiçbir kreşinin olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir tek kreşi bile yokmuş. 16 milyonluk bir kenti yönetiyorsunuz. Bir kreşiniz bile yok. Hedef koydu sayın Başkanımız, kreş sayısını 150’ye çıkaracağız. Bugün 30’unun temelini atıyoruz" dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bir toplumu, temel faktör eğitim
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Lideri Meral Akşener ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) 30 Kreşin Toplu Temel Atma Töreni'ne katıldı.
İBB'nin Ekrem İmamoğlu'ndan önce belediyeye ait hiçbir kreşinin olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir tek kreşi bile yokmuş. 16 milyonluk bir kenti yönetiyorsunuz. Bir kreşiniz bile yok. Hedef koydu sayın Başkanımız, kreş sayısını 150’ye çıkaracağız. Bugün 30’unun temelini atıyoruz" dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bir toplumu, temel faktör eğitim
Eğitim, hayatımızın olmazsa olmaz bir parçasıdırSayın Genel Başkanım bir anne olarak, çocuğun eğitimini ve kreşin önemini, çok güzel anlattınız. Benim yapacağım katkı şu. Bir toplumu, bir aileyi, bir kitleyi, bir grubu yücelten temel faktör eğitim. Bir toplum, eğitimli olduğu süre içinde başarılı olur, büyük başarılara imza atar. Sadece okuma, yazma açısından değil. Kültürel hayattan tutun sosyolojik hayatın bütün aşamalarında başarılı olur.
Beş milletvekili kanun teklifi veriyor, hiçbirisi eğitimci değilEğitimin başarısının öznesi, öğretmen. O nedenle öğretmen ile öğrenciyi buluşturmak, aslında bir anlamda Ferhat ile Şirin’i buluşturmaya benzer. Çocuklar kreşe başlayacaklar. Burada okumayı, yazmayı olmasa bile, harfleri öğrenecekler. Burada, beraber şarkı söylemeyi, masal anlatmayı, beraber uyumayı, beraber yaramazlık yapmayı öğrenecekler. Parkta oturacaklar, konuşacaklar, şakalaşacaklar. Burada şiirler, şarkılar öğrenecekler. Çocuk akşam eve gittiği zaman annesi ve babasına o şiiri, şarkıyı söyleyecek. Hatta komşuları geldiği zaman annesi çocuğuna, ‘oğlum, kızım kalk şu şiiri oku’ diyecektir. Dolasıyla eğitim, hayatımızın olmazsa olmaz bir parçasıdır.
Neden bu evlatlarımız özgürlük içinde Türkiye’de yaşamıyorlarEğitim konusunda iktidar iyi bir sınav verdi mi? Hayır. 4 artı 4 artı 4 sistemi geldi sayın Genel Başkanım. Kalkınma planlarında yok. Milli Eğitim Şura’larında görüşülmemiş. Bakanlar Kurulu’nda görüşülmemiş. Milli Eğitim Bakanının haberi yok. Beş milletvekili kanun teklifi veriyor, hiçbirisi eğitimci değil. Biz, milyonlarca çocuğumuzu denek olarak kullandık. Sonra hatalı olduğunu fark ettik. Onu dönüştürmeye, eksikliklerini gidermeye çalıştık ama bir kuşağı yok ettik.
Türkiye, bir kabustan uyanacakBaşka temel bir sorunumuz daha var. Bizim evlatlarımız, bu ülkenin evlatları, gencecik pırıl pırıl evlatlarımız; ‘acaba yurt dışına gidersem daha iyi yaşar mıyım’ diye bir arayış içinde. İktidar sahiplerinin bunu düşünmesi lazım. Neden bu evlatlarımız, kendi ülkelerinde çalışıp, alın teri döküp kazanarak, istedikleri gibi tweet atarak, özgürlük içinde Türkiye’de yaşamıyorlar da veya yaşatamıyoruz da neden yurt dışına gitmeyi istiyorlar. Bunun üzerinde de iktidar sahiplerinin durduğunu düşünmüyorum.
Ne kadar çok kreşimiz olursa, fırsat eşitliğini o kadar iyi yakalayabilirizAma şundan eminim, 13’üncü Cumhurbaşkanı Millet İttifakı seçtikten ve o koltuğa oturduktan sonra 6 ay içinde Türkiye’nin bütün çarkları dönecek. 6 ay içinde bu ülkeye özgürlük, 6 ay içinde bu ülkeye huzur gelecek. 6 ay bu ülkede hep beraber şöyle düşüneceğiz, ‘ya bir kabustan mı uyandık?’ Evet, bir kabustan uyanacak Türkiye. Birbirimize farklı gözlerle bakmayacağız. Hiç kimsenin kimliğini, yaşam tarzını, inancını sorgulamayacağız. Bakacağız, onun çocuğu kreşe gidiyor mu, gitmiyor mu, böyle bir imkânı var mı, yok mu. Yoksa onu yapacağız.
Büyükşehir Belediye Başkanımız, hatırlattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir tek kreşi bile yokmuş. Bir tek kreşi bile… 16 milyonluk bir kenti yönetiyorsunuz. Bir kreşiniz bile yok. Ama hedef koydu sayın Başkanımız, kreş sayısını 150’ye çıkaracağız. Bugün 30’unun temelini atıyoruz. Katkıda bulunan çok sayıda iş dünyasının saygıdeğer insanları, onlara da buradan gerçekten yürekten teşekkür ediyorum. Bu bir duvarı yapmak için tuğlayı tuğla üzerine koymaya benzer. Dolasıyla ne kadar çok kreşimiz olursa, fırsat eşitliğini o kadar iyi yakalayabiliriz, anne huzur içinde çocuğunu kreşe teslim edecektir. Beslenmesi olacaktır, öğretmeni, şarkısı, türküsü olacaktır. Anne huzur içinde sokağa çıkabilecek, taziyeye, düğüne, komşuya gidecektir. Şunu asla düşünmeyecektir, ‘acaba çocuğum rahat mı’ diye. O da bilecek ki ‘çocuğumu kreşe bıraktığım andan itibaren ben çok rahatım, çocuğumun karnı doyuyor, öğretmenler öğle saatlerin uyutuyor’ diye. Böyle bir avantajı sağlayacaksınız.
Pozitif ayrımcılığa, düşük gelirli olan bölgelerden başlayacaksınız diye. Bu törenin, bu temel atma töreninin, Bağcılar’da olması son derece değerlidir. Burada kişi başına gelirin düşük olduğunu biliyoruz. Yeşil alanın çok az olduğunu biliyoruz. Burada kreş açmak çok ama çok değerli. Yürekten kutluyorum.”