C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul modellemelerinin İstanbul Boğazı'ndan 13 kat güvenli olduğunu gösterdiğini söyleyerek alternatif rotanın zorunlu hale geldiğini söyledi.
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek güçlendirilen tarihi Şile Deniz Feneri'nin açılışı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi.
"Mevcut trafik yüküyle Boğaz'da seyir, can, mal ve çevre güvenliği ciddi tehdit altında"
Türkiye'nin dış ticaret yollarının en kıymetlilerinden olan boğazların, korunmaya olduğu kadar geliştirilmeye de çok açık olduğuna dikkati çeken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı'nda da yoğun bir trafik ve yük taşımacılığı ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.
Karaismailoğlu, 2021 yılında, İstanbul Boğazı'ndan geçen gemi sayısının yaklaşık 40 bin, uğraksız geçiş yapanların 25 bine yakın olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
Adil Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı'na alternatif bir su yolunun planlanmasının zorunlu hale geldiğini belirterek, "Tüm modelleme ve simülasyonlar gösterdi, Kanal İstanbul, İstanbul Boğazı'ndan 13 kat daha güvenli olacak." dedi.
Kanal İstanbul'un günübirlik tartışmaların ötesinde uluslararası ölçekte bir ulaşım ve bölgesel bir kalkınma projesi olduğuna dikkati çeken Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek güçlendirilen tarihi Şile Deniz Feneri'nin açılışı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi.
"Mevcut trafik yüküyle Boğaz'da seyir, can, mal ve çevre güvenliği ciddi tehdit altında"
Türkiye'nin dış ticaret yollarının en kıymetlilerinden olan boğazların, korunmaya olduğu kadar geliştirilmeye de çok açık olduğuna dikkati çeken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı'nda da yoğun bir trafik ve yük taşımacılığı ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.
Karaismailoğlu, 2021 yılında, İstanbul Boğazı'ndan geçen gemi sayısının yaklaşık 40 bin, uğraksız geçiş yapanların 25 bine yakın olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"İstanbul Boğazı’na alternatif bir su yolunun planlanması zorunlu hale geldi""465 milyon tonun üzerinde yük İstanbul Boğazı'mız aracılığıyla taşındı, bunun yaklaşık 151 milyon tonu da tehlikeli yük. Bu potansiyeli geliştirmek de bu yükü hafifletmek de bizim görevimiz. Bunun için de dünya deniz taşımacılığına yeni bir soluk getirecek bir mega projemiz var; Kanal İstanbul. Türkiye'nin denizlerdeki lojistik hakimiyetini artıracak Kanal İstanbul ile ulaşım sektörü ve denizcilik alanında yeni bir çağın kapısını aralıyoruz. İstanbul Boğazı'ndan geçen gemi sayısı, 1930'lu yıllarda ortalama 3 bin iken son yılların ortalaması 45 bini buluyor.
Oysa İstanbul Boğazı'nın emniyetli yıllık geçiş kapasitesi 25 bindir. Bölgesel ve global gelişmeler dikkate alındığında trafiğin 2050'li yıllarda 78 bin, 2070'li yıllarda 86 bine ulaşması bekleniyor. İstanbul Boğazı’na alternatif bir güzergâhın yapımının önemi gün gibi ortadır. Mevcut trafik yüküyle Boğaz'da seyir, can, mal ve çevre güvenliği ciddi tehdit altındadır. Öte yandan, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi de dünya mirası İstanbul üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturuyor. 54 iskelede günde 500 bin yolcu taşıyan şehir içi vapur ve feribotlar için de çok ciddi kaza riski söz konusu."
Adil Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı'na alternatif bir su yolunun planlanmasının zorunlu hale geldiğini belirterek, "Tüm modelleme ve simülasyonlar gösterdi, Kanal İstanbul, İstanbul Boğazı'ndan 13 kat daha güvenli olacak." dedi.
Kanal İstanbul'un günübirlik tartışmaların ötesinde uluslararası ölçekte bir ulaşım ve bölgesel bir kalkınma projesi olduğuna dikkati çeken Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Salt ideoloji siyaseti ile memleketin hayrına olan her projeye karşı çıkan zihniyet yine karşımızda. Aynı zihniyet, Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi köprüleri yapılırken de iş başındaydı. Bunlara kalsa biz boğazdan araçları sandallarla karşıya geçirecektik. Onlar talimatları kirli odaklardan alıyor. Bizler, gönlümüzü milletimize, gözümüzü çocuklarımızın aydınlık refah içindeki geleceğine çevirmiş, işimize-gücümüze bakıyoruz. Onlar memleket hayrına her işe karşı durmaya çalışadursunlar, bizler bütün engellere ve engellemelere rağmen, milletimize hizmet etmekten, Türkiye’mizi dört başı mamur lider bir ülke yapmaktan geri durmayacağız.
Dev yatırımlarımızı inşa etmeye devam edecek, bir gurur nişanesi olarak milletimize, gelecek nesillerimize armağan edeceğiz. Merak etmeyiniz, biz bu filmi çok gördük. Sonu hep mutlu son ile bitiyor. Önce bir sürü yalan, sonra algı operasyonları, hatta dış ülkelerden yardım dilenme ve yatırımcıları, bürokratları tehdit. Ama karşılarında bunlardan yılmayan, her defasında vatanına milletine daha güçlü sarılan, sözünü tutan, başladığı işi bitiren ve milletinin hizmetine sunan, dünyayı Türkiye'ye bağlayan AK Parti var."