C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Muhalif. Özel
Kanal İstanbul projesi ilk kez 2011'de gündeme getirildi.
"Çılgın proje"nin ilk duyulması 23 Eylül 2010'da gazeteci Hıncal Uluç tarafından Başbakan'dan bir 'Çılgın' proje ki... adlı yazısıyla olmuştu.
2011 yılında o dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle "çılgın proje" olarak basına yansıdı.
Projeyi 27 Nisan 2011'de dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan şöyle açıklamıştı:
"Panama Kanalı, Süveyş Kanalı ve Yunanistan'daki Corinth Kanalı ile kıyas dahi kabul etmeyecek yüzyılın en büyük projelerinden biri için kolları sıvıyoruz."
Kanal İstanbul için “en büyük hayalim” diyen Erdoğan, proje ile İstanbul Boğazı'ndaki trafiğin azalacağını ve Boğaz'daki kaza riskinin en aza indirileceğini ileri sürdü.
2011’den bu yana gündemde olan Kanal İstanbul projesi ile ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından yapılan son açıklamada, çalışmaların yüzde 60'ının 2023 yılına kadar sonlandırılmasının planlandığı kaydedildi.
Projenin inşaat çalışmalarının 4 yılı kazı olmak üzere toplam 7 yılda tamamlanacağı öngörülüyor. Projenin inşaat maliyeti 60 milyar TL, deplasmanlar ve geçişler yaklaşık 15 milyar TL olmak üzere toplam 75 milyar TL olarak öngörülüyor.
Mimar Zafer Şimşek'te Kanal İstanbul Projesi üzerine "Ya Kanal Ya İstanbul" kitabını yayınladı ve konuya dair Muhalif'e konuştu
Mimar Zafer Şimşek sözlerine şöyle başlıyor:
Şimşek, Kanal İstanbul projesi'nde önemli nokta olan Montrö'ye şöyle değiniyor:
Yazar hakkında:
Yüksek lisans eğitiminde tez çalışmaları yaptı. Tez konusu "Sürdürülebilir Kentler Gelişim Sürecinde Mega Projeler; Kanal İstanbul Projesi Üzerine Değerlendirme”. 3 yılı aşkın Kanal İstanbul üzerine çalışmalar yaptı. 2014 yılından itibaren ise "Mimarlık", "Mimarlık ve Kentleşme İlişkisi" ,"Mimarlık ile Siyaset İlişkisi", Mimarlık ve Kült Liderler İlişkisi’ ve "Türkiye Seçimler Tarihi ve Siyasi Seçmen Analizi" alanında çeşitli araştırmalar yapıyor ve yazılar yazıyor.
Kanal İstanbul projesi ilk kez 2011'de gündeme getirildi.
"Çılgın proje"nin ilk duyulması 23 Eylül 2010'da gazeteci Hıncal Uluç tarafından Başbakan'dan bir 'Çılgın' proje ki... adlı yazısıyla olmuştu.
2011 yılında o dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle "çılgın proje" olarak basına yansıdı.
Projeyi 27 Nisan 2011'de dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan şöyle açıklamıştı:
"Panama Kanalı, Süveyş Kanalı ve Yunanistan'daki Corinth Kanalı ile kıyas dahi kabul etmeyecek yüzyılın en büyük projelerinden biri için kolları sıvıyoruz."
Kanal İstanbul için “en büyük hayalim” diyen Erdoğan, proje ile İstanbul Boğazı'ndaki trafiğin azalacağını ve Boğaz'daki kaza riskinin en aza indirileceğini ileri sürdü.
2011’den bu yana gündemde olan Kanal İstanbul projesi ile ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından yapılan son açıklamada, çalışmaların yüzde 60'ının 2023 yılına kadar sonlandırılmasının planlandığı kaydedildi.
Projenin inşaat çalışmalarının 4 yılı kazı olmak üzere toplam 7 yılda tamamlanacağı öngörülüyor. Projenin inşaat maliyeti 60 milyar TL, deplasmanlar ve geçişler yaklaşık 15 milyar TL olmak üzere toplam 75 milyar TL olarak öngörülüyor.
Mimar Zafer Şimşek'te Kanal İstanbul Projesi üzerine "Ya Kanal Ya İstanbul" kitabını yayınladı ve konuya dair Muhalif'e konuştu
Mimar Zafer Şimşek sözlerine şöyle başlıyor:
"Kitabı yazarken ki temel amacım böyle projenin yapılmasına engel olmak ve katkı sunmaktı.
Kanal istanbul, yapıldığı takdirde yapılan tüm projelerden çok daha büyük bir zararı olacak hem manevi hem maddi anlamda.
Dünyadaki kanalların en büyük temel nedeni güzergah kısaltmasıdır; Kanal İstanbul böyle birşey yapmadığı gibi aksine 13 km yol uzatıyor, daha kısası varken kimseyi daha uzundan geçmeye zorlayamazsınız."
Şimşek, Kanal İstanbul projesi'nde önemli nokta olan Montrö'ye şöyle değiniyor:
"Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin giriş kesiminde "Boğazlar" deyimiyle "Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı" kastedilmiştir. Montrö kapsamındaki Çanakkale Boğazı'nı kullanmadan Kanal İstanbul'un kullanılamayacağı düşünülerek Kanal İstanbul'un Montrö'ye zarar vermeyeceği söylenmektedir.
Ancak Türkiye, boğazlardan geçen ticaret gemilerini kanaldan geçmeye zorlarsa, bu durum, "Bayrak ve yükü ne olursa olsun ticaret gemilerinin boğazlardan geçişleri serbesttir" diyen Montrö'ye ykırı olacağı için, Montrö tartışmaya açılabilir.
Montrö'de "Boğazlar" deyiminin "Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı"nı kapsadığı düşünülecek olursa, Kanal İstanbul'un "yapay bir kanal olarak" bu tanımlamanın dışında kaldığı ileri sürülebilir.
Kanal İstanbul'u kullanmak isteyen ülkeler, burada Montrö hükümlerinin uygulanamayacağını iddia edebilirler. Buna karşı Türkiye, "Ama Montrö'ye dahil olan Çanakkale Boğazı'nı ve Marmara Denizi'ni kullanıyorsunuz!" diyerek Montrö'yü savunabilir. Bu durumda diğer yapay kanalların geçiş rejimleri ileri sürülerek Montrö'nün tartışmaya açılması hiç de uzak değildir. Görülen o ki, Kanal İstanbul'un Montrö'yü tartışmaya açma olasılığı vardır."
"Kanal İstanbul'un çevreye vereceği zararlara değinirsek:
Su varlığı azalıp yeraltı sularu kirlenecek
Ancak daha büyük tehlike kanalın; deniz suyu taşıyacak olması
Mevcut su alt yapıları devre dışı kalacak
Havzalarda mevcut yapılaşma baskısı daha da büyüyecek
Yeni barajların yapılması zorunlu hale gelecek
İstanbul iklim değişikliği karşısında daha kırılgan hale gelecek
Kanal İstanbul'un yaratacağı başka bir olumsuzluk ise kentin ortasında dev bir ada yaratacak olması.
İstanbul'un iki yarımadadan oluşma avantajını ortadan kaldırıp, milyonlarca insanı ana karayla bağlantısını kopartarak bir ada hapsetmesi iklim değişikliği çağında yapılması gerekenin tam tersini yapmak demek.
Denizlerde oluşan müsilaj,
Tarım arazileri yok olacak,
Su kaynaklarımızı kaybedeceğiz,
Devlet Su İşleri'nin yazdığı raporda şu bilgi yer alıyor:"Kanal İstanbul projesi yapıldığı takdirde Avrupa Yakası yüzde 65 su kaybına uğrayacak"
"Yani bu da her 3 İstanbullu'dan 1'i susuz kalacak demek. Bu durum kuraklıkla mücadele eden bir bölge de inanılmaz su sıkıntılarına yol açar. Su sıkıntılarının nelere yol açtığını görmek istersek en yakınımızda "Suriye" örneği var.
Yani bu projeye kimse girmek istemiyor ve kimsenin de böyle bir parası yok.
Son olarak eklemek istediğim; Kanal İstanbul projesinin finansmanı kesersek zaten yapamayacaklar ancak projenin de ne kadar zararlı olduğunun birçok yerde de anlatılması gerekiyor."dedi
Yazar hakkında:
Yüksek lisans eğitiminde tez çalışmaları yaptı. Tez konusu "Sürdürülebilir Kentler Gelişim Sürecinde Mega Projeler; Kanal İstanbul Projesi Üzerine Değerlendirme”. 3 yılı aşkın Kanal İstanbul üzerine çalışmalar yaptı. 2014 yılından itibaren ise "Mimarlık", "Mimarlık ve Kentleşme İlişkisi" ,"Mimarlık ile Siyaset İlişkisi", Mimarlık ve Kült Liderler İlişkisi’ ve "Türkiye Seçimler Tarihi ve Siyasi Seçmen Analizi" alanında çeşitli araştırmalar yapıyor ve yazılar yazıyor.