C
Celil
Guest
Konu Sahibi
İstanbul’a turistik amaçla geldikleri söylenen ancak Çamlıca kulesinden hatıra fotoğrafları çekerken! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın evini görüntüledikleri ve aslında “askeri casus oldukları” iddiasıyla tutuklanan İsrailli çiftle ilgili tartışma sürüyor.
İsrail’de sosyal medya mesajlarıyla “Türkiye’ye gitmeyin kampanyası” başlatıldı, paylaşılan mesajlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafına da yer veriliyor. Kampanya sırasında ilginç yorumlar ve alıntılar da yapılıyor, bu alıntılarda Erdoğan’ın evinin bodrum katındaki “dev kasalar”ı gördüğünü anlatan iki tanığın söyledikleri de yer alıyor.
İsrail sosyal medyasında kendine yer bulan ve paylaşılan sözde habere göre; “Tanıklardan biri, 2011 yılında villaya Erdoğan tarafından davet edildiği sırada namaz kılmak için yer ararken, evin bir çalışanı tarafından bodrum kata indirildiğini, burada aynen bankalardaki gibi “şifre ile açılan kapılar” gördüğünü, açık bir kapı ardında ise özel yaptırılmış, tekerlek şeklinde açma manivelası bulunan dev kasaları fark ettiğini söylüyor. İsmi açıklanmayan tanık, “sonra beni korumalar fark etti, yanlışlıkla oraya götürülmüştüm ama yine de çok korkarak aceleyle kaçar gibi oradan uzaklaştım” diyor. Bir başka tanık ise dev kasaların villanın inşaatı sırasında bodruma yerleştirildiğini ileri sürerken, evin arka tarafından vinçle o kasalara ulaşılabilecek bir düzenek olduğunu bildiğini de ileri sürüyor.”
Ayrıca geçmişte yaşadıkları negatif tecrübeleri, Mavi Marmara’dan beri Türkiye’nin boykot edilmesi gerektiğini dile getirenler kadar aksi görüş beyan eden, Türkiye’nin güzelliklerine ve Türklerin misafirperverliğine değinenler de var.
İsrailli Natali-Moda Oknin çiftiyle ilgili olarak Can Ataklı Korkusuz’da yayınlanan yazısında kendisinin de Çamlıca Kulesinin tepesinde benzer fotoğraflar çektiğini dile getirmişti:
“Nitekim biz kulede gezerken pek çok kişinin -Hangisi Erdoğan’ın evi, hangi camdan bakınca görünüyor, fotoğraf çeksek başımız derde girer mi?- türünden muhabbetler yaptığını bizzat duydum. Ben de Erdoğan’ın evinin göründüğü yarım yamalak bir kare çekmişim. Açık söyleyeyim tam orada durup fotoğraf çekmeyi istemedim, ne olur ne olmaz, istihbarat sivil adamlar gezdiriyordur oralarda, onlar da kimin tam o açıdan fotoğraf çektiğine bakıyorlardır falan, neme lazım. İşte o korkum aslında çok da saçma değilmiş. Bakın üç İsrailli yakalandı ve tutuklandı. Casus mudurlar acaba? Bilemem; ama mahkeme tutukladığına göre vardır bir hikmeti. Ne bileyim belki istihbaratçıların çekişmesi falan da olabilir, hani MİT, Mossad’a -Bak ben de kimseye nefes aldırmıyorum- diyordur böylelikle, son zamanlarda üst üste acayip casus operasyonları yapılıyor ya…”
İsrail basınında yer alan “hükümet kaynaklı” haberlerde ise hükümet tarafından soğukkanlı bir tutum izlendiği, İsrailli çiftin çok yakında serbest bırakılmasının beklendiği ifade ediliyor. Bu beklentiye dayanak olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinde hiç durmaması ve konuşmalarında konu etmemesi gösteriliyor.
İsrail sosyal medyası ve basınında yer alan bu ifadeler; Konu milli güvenlikten çıkarılıp Erdoğan’ın şahsına mı bağlanmaya çalışılıyor sorusunu da gündeme getiriyor.
Öte yandan siyasi gözlemciler ise İsrail Parlamentosu Knesset gündemine defalarca alınan Ermeni Soykırım iddialarını içeren tasarının şu sıralarda yeniden görüşmeye açılmasına dikkat çekiyorlar.
İsrail’de sosyal medya mesajlarıyla “Türkiye’ye gitmeyin kampanyası” başlatıldı, paylaşılan mesajlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafına da yer veriliyor. Kampanya sırasında ilginç yorumlar ve alıntılar da yapılıyor, bu alıntılarda Erdoğan’ın evinin bodrum katındaki “dev kasalar”ı gördüğünü anlatan iki tanığın söyledikleri de yer alıyor.
İsrail sosyal medyasında kendine yer bulan ve paylaşılan sözde habere göre; “Tanıklardan biri, 2011 yılında villaya Erdoğan tarafından davet edildiği sırada namaz kılmak için yer ararken, evin bir çalışanı tarafından bodrum kata indirildiğini, burada aynen bankalardaki gibi “şifre ile açılan kapılar” gördüğünü, açık bir kapı ardında ise özel yaptırılmış, tekerlek şeklinde açma manivelası bulunan dev kasaları fark ettiğini söylüyor. İsmi açıklanmayan tanık, “sonra beni korumalar fark etti, yanlışlıkla oraya götürülmüştüm ama yine de çok korkarak aceleyle kaçar gibi oradan uzaklaştım” diyor. Bir başka tanık ise dev kasaların villanın inşaatı sırasında bodruma yerleştirildiğini ileri sürerken, evin arka tarafından vinçle o kasalara ulaşılabilecek bir düzenek olduğunu bildiğini de ileri sürüyor.”
Ayrıca geçmişte yaşadıkları negatif tecrübeleri, Mavi Marmara’dan beri Türkiye’nin boykot edilmesi gerektiğini dile getirenler kadar aksi görüş beyan eden, Türkiye’nin güzelliklerine ve Türklerin misafirperverliğine değinenler de var.
İsrailli Natali-Moda Oknin çiftiyle ilgili olarak Can Ataklı Korkusuz’da yayınlanan yazısında kendisinin de Çamlıca Kulesinin tepesinde benzer fotoğraflar çektiğini dile getirmişti:
“Nitekim biz kulede gezerken pek çok kişinin -Hangisi Erdoğan’ın evi, hangi camdan bakınca görünüyor, fotoğraf çeksek başımız derde girer mi?- türünden muhabbetler yaptığını bizzat duydum. Ben de Erdoğan’ın evinin göründüğü yarım yamalak bir kare çekmişim. Açık söyleyeyim tam orada durup fotoğraf çekmeyi istemedim, ne olur ne olmaz, istihbarat sivil adamlar gezdiriyordur oralarda, onlar da kimin tam o açıdan fotoğraf çektiğine bakıyorlardır falan, neme lazım. İşte o korkum aslında çok da saçma değilmiş. Bakın üç İsrailli yakalandı ve tutuklandı. Casus mudurlar acaba? Bilemem; ama mahkeme tutukladığına göre vardır bir hikmeti. Ne bileyim belki istihbaratçıların çekişmesi falan da olabilir, hani MİT, Mossad’a -Bak ben de kimseye nefes aldırmıyorum- diyordur böylelikle, son zamanlarda üst üste acayip casus operasyonları yapılıyor ya…”
İsrail basınında yer alan “hükümet kaynaklı” haberlerde ise hükümet tarafından soğukkanlı bir tutum izlendiği, İsrailli çiftin çok yakında serbest bırakılmasının beklendiği ifade ediliyor. Bu beklentiye dayanak olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinde hiç durmaması ve konuşmalarında konu etmemesi gösteriliyor.
İsrail sosyal medyası ve basınında yer alan bu ifadeler; Konu milli güvenlikten çıkarılıp Erdoğan’ın şahsına mı bağlanmaya çalışılıyor sorusunu da gündeme getiriyor.
Öte yandan siyasi gözlemciler ise İsrail Parlamentosu Knesset gündemine defalarca alınan Ermeni Soykırım iddialarını içeren tasarının şu sıralarda yeniden görüşmeye açılmasına dikkat çekiyorlar.