- Katılım
- 8 Ekim 2019
- Mesajlar
- 899
Bugün yaşanan gaz kesintinin ayak sesleri o günlerde duyuluyormuş. Ama kulaklar kapalı imiş. Tabii ki bu gaz kesintisinin nedeni iklim değişikliği değildi. Aslında kuraklık da ilk nedenlerden biri değildi. Ama iklim değişikliği ve kuraklığın nedeni ile gaz kesintisinin nedeni aynı idi.
Yaşadığımız gaz kesintisinin kökeni aslında çok belli ama kimse üstüne konuşmuyor. Herkes depoların boşalmasını, vanadaki sorunları filan konuşurken ortalıkta olan nedenleri değerlendirmiyoruz. Haliyle bunu konuşamayınca tekrar gaz kesilecek diye strese giriyoruz.
İşin özünü konuşalım mı? Hem de çok somut verilerle ve de Meclis’te vekillere sunulmayan raporları ortaya koyarak üstünden geçelim mi?
Biraz geriye gidelim, önce depoların boşalması meselesini konuşalım. Depolar boşaldığı İran gaz kesince mi fark edildi? EPDK’nın Ekim 2021 Doğalgaz Sektör Raporu’na göre yeraltı depolama tesisleri bir önceki yılın ekim ayına göre yüzde 18,48 daha az gaza sahipmiş! Yani 3 milyar sm³ olan önceki yılki gaz miktarı bu yıl 2,5 milyar sm³’ün altına düşerek 2,47 milyar sm³’e gerilemiş.
Ama kimse ilgilenmemiş.
O raporda bir detay daha var ama kimse konuşmuyor. Ekim ayında ABD’den gaz ithalatımız o kadar çok artmış ki, Rusya’nın arkasından, Azerbaycan'ın önünden ikinci olmuş. 4 milyar 657 milyon sm³ aylık ithalatımızın 838 milyon sm³’ü ABD’den gemilerle gelmiş!
Bu bize acayip bir şey daha söylüyor, büyük bir endüstriyel işlemle sıvılaştırılan gazın çok özel gemilerle ABD’den taşınarak buraya kadar getirilmesi çok garip değil mi?
Ama bunu TBMM’de görülen kademeli gaz fiyatlandırmasında konuşmamışlar bile, bu rapor sunulmamış ama ben size sunayım dedim.
Ama hâlâ asıl sebep bu değil, bunlar sadece sonuç.
Ama daha kötüsü rapordan geliyor. Ekim ayında elektrikte ve konutlarda gaz kullanımı patlamış mesela. Kimse incelememiş, üstüne düşünmemiş ama ekim ayında elektrikte gaz kullanımı elektrik santrallerinde yüzde 24,21, konutlarda gaz tüketimi yüzde 31,51 artmış. Neden?
Ekim ayı sıcaklık ortalaması Türkiye’de 15,2 C’dir. Geçtiğimiz ekim ayı ise 15,1 C ortalama ile
Elektrik kısmına gelirsek, orada garip bir şey var. Hatırlarsınız aralık başında “
Bahsetmez olaydım, çünkü bu bilgi yine karşımıza çıktı. Çiftçimiz kuraklık ile boğuşurken politikaların baskısı ile elektrik motoru ile kuyudan su çekerken, aynı politika enerjide de uygulanmış, asıl işleri yapmak yerine çalışmayan HES’lerin boşluğunu doldurmak için ABD’den bile gaz ithal ederek elektrik üretme derdine düşmüşüz.
İKLİM VE KURAKLIK KOMİSYONU RAPORUNU SUNUYOR
Şubat 2021’de TBMM’de İklim Değişikliği ve Kuraklık Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Tam da bu işlerin komisyonu değil mi? Ama öyle olmadı. Hükümete yakınlığı ile bilinen uzmanların, kamu kurumlarının çağrıldığı, halka kapalı bir komisyondu. Bakanlık çalışanları ve hükümete yakınlığı ile bilinen 82 kişiyi dinlediler. Asla aykırı bir sesin girmesine izin vermediler.
O rapor bu hafta TBMM’de görüşülecek. Ama bu koca çalışmada olmayan öyle şeyler var ki inanamazsınız.
Raporda iklim değişikliğinin bilimi yok mesela, IPCC’nin raporu esas alınmamış! Dolayısıyla birkaç yıl içinde kömür santrallerini kapatmamız gerektiği, Türkiye’nin enerji verimliliğini engellememesi gerektiği, güneş enerjisine çıkartılan engeller hiç yok. Koca raporda emisyonları azaltmak gibi temel tartışma yok.
Raporda kuraklık da yok. Kuraklık meselesinde komisyon bir tane çiftçi örgütü çağırmadı. Evet doğru duydunuz, TBMM İklim ve Kuraklık Komisyonu emisyonları azaltmak konusunda bir tane uzman, kuraklık derdi konusunda bir tane çiftçi örgütü çağırmadı.
Ahh sevgili okuyucu,
Bu o kadar hazin bir resim ki, bugün yaşanan gaz kesintinin ayak sesleri o günlerde duyuluyormuş. Ama kulaklar kapalı imiş. Tabii ki bu gaz kesintisinin nedeni iklim değişikliği değildi. Aslında kuraklık da ilk nedenlerden biri değildi. Ama iklim değişikliği ve kuraklığın nedeni ile gaz kesintisinin nedeni aynı idi. Bu resim bize o kadar net anlatıyor ki.
Komisyon raporunun hazırlandığı ağustos ayında Türkiye’de elektrik üretimi çıldırdı. O ay ülke kavrulduğu için ve de bakanlık enerji verimliliğini reddettiği için elektrik santralleri deli gibi çalıştı ve Ağustos 2020’den yüzde 73 daha fazla gaz tükettik. Bu yaklaşım 1 milyar sm³ demek. Yani mevcut depolarımızın üçte biri.
Şimdi neden başlıkta “Gaz Kesintisi, İklim ve Kuraklık Komisyonu” dediğimiz anladınız mı? İklim ve kuraklığı konuşmadık, buraya geldik. İklim değişikliği ve kuraklığın nedenleri bize bu gaz krizini hediye etti, yine konuşmuyoruz. Yerine vanaları, İran’ı, depoları, anlaşmaları konuşuyoruz.
Yaşadığımız gaz kesintisinin kökeni aslında çok belli ama kimse üstüne konuşmuyor. Herkes depoların boşalmasını, vanadaki sorunları filan konuşurken ortalıkta olan nedenleri değerlendirmiyoruz. Haliyle bunu konuşamayınca tekrar gaz kesilecek diye strese giriyoruz.
İşin özünü konuşalım mı? Hem de çok somut verilerle ve de Meclis’te vekillere sunulmayan raporları ortaya koyarak üstünden geçelim mi?
Biraz geriye gidelim, önce depoların boşalması meselesini konuşalım. Depolar boşaldığı İran gaz kesince mi fark edildi? EPDK’nın Ekim 2021 Doğalgaz Sektör Raporu’na göre yeraltı depolama tesisleri bir önceki yılın ekim ayına göre yüzde 18,48 daha az gaza sahipmiş! Yani 3 milyar sm³ olan önceki yılki gaz miktarı bu yıl 2,5 milyar sm³’ün altına düşerek 2,47 milyar sm³’e gerilemiş.
Ama kimse ilgilenmemiş.
O raporda bir detay daha var ama kimse konuşmuyor. Ekim ayında ABD’den gaz ithalatımız o kadar çok artmış ki, Rusya’nın arkasından, Azerbaycan'ın önünden ikinci olmuş. 4 milyar 657 milyon sm³ aylık ithalatımızın 838 milyon sm³’ü ABD’den gemilerle gelmiş!
Bu bize acayip bir şey daha söylüyor, büyük bir endüstriyel işlemle sıvılaştırılan gazın çok özel gemilerle ABD’den taşınarak buraya kadar getirilmesi çok garip değil mi?
Ama bunu TBMM’de görülen kademeli gaz fiyatlandırmasında konuşmamışlar bile, bu rapor sunulmamış ama ben size sunayım dedim.
Ama hâlâ asıl sebep bu değil, bunlar sadece sonuç.
Ama daha kötüsü rapordan geliyor. Ekim ayında elektrikte ve konutlarda gaz kullanımı patlamış mesela. Kimse incelememiş, üstüne düşünmemiş ama ekim ayında elektrikte gaz kullanımı elektrik santrallerinde yüzde 24,21, konutlarda gaz tüketimi yüzde 31,51 artmış. Neden?
Ekim ayı sıcaklık ortalaması Türkiye’de 15,2 C’dir. Geçtiğimiz ekim ayı ise 15,1 C ortalama ile
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
. Tamam 0,1 derece soğuk geçmesi konutlarda tüketimdeki artışın nedeni olarak görülmez belki ama ortada bildiğimiz bir şey var. O da evlerimizin çok verimsiz olduğu.Elektrik kısmına gelirsek, orada garip bir şey var. Hatırlarsınız aralık başında “
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
!” diye bir yazı yazmış, kuraklıktan bunalan çiftçinin sulama için bolca elektrik kullandığını sizlere anlatmıştım. Öyle bir artış ki, 2017’ye göre Bolu gibi 42 kat fazla elektrik tüketen kentlerden bahsetmiştim.Bahsetmez olaydım, çünkü bu bilgi yine karşımıza çıktı. Çiftçimiz kuraklık ile boğuşurken politikaların baskısı ile elektrik motoru ile kuyudan su çekerken, aynı politika enerjide de uygulanmış, asıl işleri yapmak yerine çalışmayan HES’lerin boşluğunu doldurmak için ABD’den bile gaz ithal ederek elektrik üretme derdine düşmüşüz.
İKLİM VE KURAKLIK KOMİSYONU RAPORUNU SUNUYOR
Şubat 2021’de TBMM’de İklim Değişikliği ve Kuraklık Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Tam da bu işlerin komisyonu değil mi? Ama öyle olmadı. Hükümete yakınlığı ile bilinen uzmanların, kamu kurumlarının çağrıldığı, halka kapalı bir komisyondu. Bakanlık çalışanları ve hükümete yakınlığı ile bilinen 82 kişiyi dinlediler. Asla aykırı bir sesin girmesine izin vermediler.
O rapor bu hafta TBMM’de görüşülecek. Ama bu koca çalışmada olmayan öyle şeyler var ki inanamazsınız.
Raporda iklim değişikliğinin bilimi yok mesela, IPCC’nin raporu esas alınmamış! Dolayısıyla birkaç yıl içinde kömür santrallerini kapatmamız gerektiği, Türkiye’nin enerji verimliliğini engellememesi gerektiği, güneş enerjisine çıkartılan engeller hiç yok. Koca raporda emisyonları azaltmak gibi temel tartışma yok.
Raporda kuraklık da yok. Kuraklık meselesinde komisyon bir tane çiftçi örgütü çağırmadı. Evet doğru duydunuz, TBMM İklim ve Kuraklık Komisyonu emisyonları azaltmak konusunda bir tane uzman, kuraklık derdi konusunda bir tane çiftçi örgütü çağırmadı.
Ahh sevgili okuyucu,
Bu o kadar hazin bir resim ki, bugün yaşanan gaz kesintinin ayak sesleri o günlerde duyuluyormuş. Ama kulaklar kapalı imiş. Tabii ki bu gaz kesintisinin nedeni iklim değişikliği değildi. Aslında kuraklık da ilk nedenlerden biri değildi. Ama iklim değişikliği ve kuraklığın nedeni ile gaz kesintisinin nedeni aynı idi. Bu resim bize o kadar net anlatıyor ki.
Komisyon raporunun hazırlandığı ağustos ayında Türkiye’de elektrik üretimi çıldırdı. O ay ülke kavrulduğu için ve de bakanlık enerji verimliliğini reddettiği için elektrik santralleri deli gibi çalıştı ve Ağustos 2020’den yüzde 73 daha fazla gaz tükettik. Bu yaklaşım 1 milyar sm³ demek. Yani mevcut depolarımızın üçte biri.
Şimdi neden başlıkta “Gaz Kesintisi, İklim ve Kuraklık Komisyonu” dediğimiz anladınız mı? İklim ve kuraklığı konuşmadık, buraya geldik. İklim değişikliği ve kuraklığın nedenleri bize bu gaz krizini hediye etti, yine konuşmuyoruz. Yerine vanaları, İran’ı, depoları, anlaşmaları konuşuyoruz.