C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yaklaşırken güçlendirilmiş parlamenter sistemin öneminin tek adam rejimi ile daha da anlaşıldığı bu günlerde, yönetimden ekonomiye, eğitimden bilime almamız gereken çok yol var. Kutuplaşmanın ülkeye pozitif katkı sağlamadığını bilmemize rağmen bugün hala birileri demokrasiye zarar vermek adına kalemlerini oynatabiliyor.
Bunun son örneği Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas oldu
Muhalefetin meşruiyet sorunu olduğunu iddia ettiği yazısında, "Acaba Türk siyasetinde meşru olmayan unsurlar, legal olarak yer bulabilirler mi? Mesela PKK'nın HDP ile birlikteliğine değiniliyor ve bu konu adeta sakız haline getiriliyor. Ve biliyoruz ki HDP hakkında bir de kapatma davası var. Yani bir parti, meşruiyetini kaybederse seçime katılabilir mi?
Aynı durum Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu için de söz konusu değil mi? Sürekli yalan söyleyen, kendi ülkesini yabancı ülkelere jurnalleyen, ülkenin geleceği hakkında olumlu hiçbir görüşü olmayan bir siyasetçi ne kadar meşruiyet taşır? Yani bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yönettiği Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir." ifadelerini kullandı.
Parti kapatmanın Türkiye'de ne ilk, ne de son olduğunu belirten Barlas, "Son Anayasa değişikliğine kadar Anayasa Mahkemesi musluk kapatır gibi partileri kapatmıyor muydu?" diye yazdı.
Bu yazıya ilk tepki Gazeteci İsmail Saymaz’dan geldi. İsmail saymaz attığı twitte “CHP tarihte bir kez kapatıldı. O da… Memleket işkencede inim inim inlerken Barlas’ın malikanesinde ağırladığı Kenan Evren’in 12 Eylül’ünde. Dedi.
Ayşenur Arslan’da Halk Tv’de yayınlanan Medya Mahallesi adlı programında konuya çok tehlikeli bir kalem oynatmak olarak değindi. Barlas’ın bir zamanlar CHP’ye yakınlığını hatırlatan Arslan, zamanında Kenan Evren’le olan ilişkisi daha sonra Fetullah Gülen hakkında kitap yazdığını hatırlattı. Acaba bu sarayın zihnindeki fikir mi, Barlas’ın fantazisi mi diye sordu?
Gazeteci Necdet Saraç’da aynı programda söz konusu yazıya ve yazana atıfta bulunarak demokrasiye olduğu kadar kendisi adına da utanç verici olarak nitelendirdi. Uzun süredir iktidar temsilciliği yapan yazarın söyledikleri aslında iktidarın niyetini ortaya koyuyor dedi.
Mehmet Barlas'a ayrıca sosyal medyadan da tepkiler geliyor.
Kendisini geçmişten tanıyan gazetecilerin TRT Daire Başkanı olduğu dönemden kalma lakabıyla "Deve Mehmet" olarak tanımladıkları Mehmet Barlas'ın bu yazısı okunmayan gazetesinin adını gündeme getirmek adına bir çaba olarak da yorumlandı. Mehmet Barlas'ın gelen tepkilere herhangi bir yanıt verip vermeyeceğini ise önümüzdeki günlerde takip edeceğiz.
Bunun son örneği Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas oldu
Muhalefetin meşruiyet sorunu olduğunu iddia ettiği yazısında, "Acaba Türk siyasetinde meşru olmayan unsurlar, legal olarak yer bulabilirler mi? Mesela PKK'nın HDP ile birlikteliğine değiniliyor ve bu konu adeta sakız haline getiriliyor. Ve biliyoruz ki HDP hakkında bir de kapatma davası var. Yani bir parti, meşruiyetini kaybederse seçime katılabilir mi?
Aynı durum Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu için de söz konusu değil mi? Sürekli yalan söyleyen, kendi ülkesini yabancı ülkelere jurnalleyen, ülkenin geleceği hakkında olumlu hiçbir görüşü olmayan bir siyasetçi ne kadar meşruiyet taşır? Yani bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yönettiği Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir." ifadelerini kullandı.
Parti kapatmanın Türkiye'de ne ilk, ne de son olduğunu belirten Barlas, "Son Anayasa değişikliğine kadar Anayasa Mahkemesi musluk kapatır gibi partileri kapatmıyor muydu?" diye yazdı.
Bu yazıya ilk tepki Gazeteci İsmail Saymaz’dan geldi. İsmail saymaz attığı twitte “CHP tarihte bir kez kapatıldı. O da… Memleket işkencede inim inim inlerken Barlas’ın malikanesinde ağırladığı Kenan Evren’in 12 Eylül’ünde. Dedi.
Ayşenur Arslan’da Halk Tv’de yayınlanan Medya Mahallesi adlı programında konuya çok tehlikeli bir kalem oynatmak olarak değindi. Barlas’ın bir zamanlar CHP’ye yakınlığını hatırlatan Arslan, zamanında Kenan Evren’le olan ilişkisi daha sonra Fetullah Gülen hakkında kitap yazdığını hatırlattı. Acaba bu sarayın zihnindeki fikir mi, Barlas’ın fantazisi mi diye sordu?
Gazeteci Necdet Saraç’da aynı programda söz konusu yazıya ve yazana atıfta bulunarak demokrasiye olduğu kadar kendisi adına da utanç verici olarak nitelendirdi. Uzun süredir iktidar temsilciliği yapan yazarın söyledikleri aslında iktidarın niyetini ortaya koyuyor dedi.
Mehmet Barlas'a ayrıca sosyal medyadan da tepkiler geliyor.
Kendisini geçmişten tanıyan gazetecilerin TRT Daire Başkanı olduğu dönemden kalma lakabıyla "Deve Mehmet" olarak tanımladıkları Mehmet Barlas'ın bu yazısı okunmayan gazetesinin adını gündeme getirmek adına bir çaba olarak da yorumlandı. Mehmet Barlas'ın gelen tepkilere herhangi bir yanıt verip vermeyeceğini ise önümüzdeki günlerde takip edeceğiz.