C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı kuruluş yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye’de basının içinde bulunduğu ekonomik buhrana ve basın özgürlüğü yoksunluğuna dikkat çekti.
10 Ocak’ın uzun yıllardır bir bayram olmaktan çıktığını, gazeteciliğin giderek daha karanlık bir atmosfere sürüklendiğini vurgulayan Bilgin, “10 Ocak çalışma yaşamındaki haklarımızın yasalaşmasının bayramıydı. Geçen 60 yılda elimizde ne haklarımız kaldı ne de özgürlüğümüz. Bayramımızı elimizden aldılar ama biz gazeteciler yeniden bayram gibi kutlayacağımız 10 Ocaklar için dayanışmamızı büyüteceğiz” dedi.
Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı yıl dönümünü ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü özel bir gündemle kutlanacağını belirten Bilgin, “Yönetim Kurulumuz ve üyelerimizden oluşan bir heyet Anıtkabir’i ziyaret edip Büyük Atatürk’ün mozolesine çelenk koyacak. Öğleden sonra 16:00’da ise Avrupa Birliği desteği ve Cemiyetimiz katkılarıyla hayata geçirilen ve gazetecilere tamamıyla ücretsiz hizmet verecek Gazeteciler Cemiyeti Stüdyosu canlı bir yayınla kullanıma açılacak. Bu özel canlı yayında değerli misafirlerimiz olacak” dedi.
Türk medyasının çok zor bir süreçten geçmekte olduğunu kaydeden Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin gazetecilere ve meslek örgütlerine yönelik destek programlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğini vurgulayarak, şunları söyledi:
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün sadece Türkiye’de kutlanan, ülkemizdeki gazetecilerin çalışma yaşamına ilişkin haklarını düzenleyen kanunun yayın yıl dönümü için belirlenen bir özel gün olduğunu hatırlattı.
“Biz gazeteciler, 1962’de yayınlanan basın iş kanunumuzun yürürlüğe girmesini bir bayram gibi kutluyorduk. Ancak 60 yıl içinde bize bu bayramı zehir ettiler” diyen Bilgin, bu durumu şöyle özetledi:
Gazetecileri açlıkla sınayamazsınız
Bilgin gazetecilerin içinde bulunduğu ekonomik sorunları dile getirirken Türkiye’de tüm toplumun yaşadığı krize ve geçim sıkıntısına dikkat çekti. “Gazetecinin kaderi halkının kaderinden ayrı değildir” diyen Bilgin, Türkiye’de yurttaşların karşı karşıya olduğu ağır ekonomik bunalım ve derin yoksulluğun gazetecilerin de en önemli sorunları arasında olduğunu vurguladı. Bilgin, “Tüm toplum gibi, yüzde 80’i aşan gerçek enflasyon karşısında meslektaşlarımız ekonomik olarak ezilmiştir” dedi ve sorunun altını şu ifadelerle çizdi:
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon hesaplamasında bile yılın zam şampiyonunun yüzde 168 ile kâğıt olarak belirlendiğini hatırlattı. “Cumhuriyetin mirası SEKA kâğıt fabrikasını önce özelleştirip sonra yok edenler, ülkenin basın ve yayın sektörünü temelinden dinamitlemiştir” diyen Bilgin, yerel basının içinde bulunduğu durumu şu sözlerle tarif etti:
Bilgin, 10 Ocak’ın Türkiye’nin en köklü basın meslek örgütü olan Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlattı. 76 yılın birikimiyle gazeteciliği daha güzel yarınlara taşıyacak umudu koruduklarını vurgulayan Bilgin, şu vurguları yaptı:
10 Ocak’ın uzun yıllardır bir bayram olmaktan çıktığını, gazeteciliğin giderek daha karanlık bir atmosfere sürüklendiğini vurgulayan Bilgin, “10 Ocak çalışma yaşamındaki haklarımızın yasalaşmasının bayramıydı. Geçen 60 yılda elimizde ne haklarımız kaldı ne de özgürlüğümüz. Bayramımızı elimizden aldılar ama biz gazeteciler yeniden bayram gibi kutlayacağımız 10 Ocaklar için dayanışmamızı büyüteceğiz” dedi.
Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı yıl dönümünü ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü özel bir gündemle kutlanacağını belirten Bilgin, “Yönetim Kurulumuz ve üyelerimizden oluşan bir heyet Anıtkabir’i ziyaret edip Büyük Atatürk’ün mozolesine çelenk koyacak. Öğleden sonra 16:00’da ise Avrupa Birliği desteği ve Cemiyetimiz katkılarıyla hayata geçirilen ve gazetecilere tamamıyla ücretsiz hizmet verecek Gazeteciler Cemiyeti Stüdyosu canlı bir yayınla kullanıma açılacak. Bu özel canlı yayında değerli misafirlerimiz olacak” dedi.
Türk medyasının çok zor bir süreçten geçmekte olduğunu kaydeden Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin gazetecilere ve meslek örgütlerine yönelik destek programlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğini vurgulayarak, şunları söyledi:
60 yıldır gördüğümüz en kötü 10 Ocak“İfade ve basın özgürlüğünün kısıtlanması, gazetecilerin görevlerini özgürce yapabilme imkânından mahrum bırakılması, sayfaların, ekranların, haber portallarının kapılarının eleştirme hakkını kullanan meslektaşlarımıza kapatılması, ceza davaları, hapse atılan meslektaşlarımız, gazetecilere yönelik şiddet ve saldırılarda artış, sendikasızlaşma ve basına verilen ağır para cezaları günümüzün en ciddi sorunlarıdır.
Demokrasilerde şeffaf ve güvenilir bilgiye erişim yaşamsal önemdedir. İfade özgürlüğü ve özgür basın, çağdaş, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. İfade ve basın özgürlüğü, şeffaflık ve hesap verilebilirlik, çağdaş toplumların ve demokrasinin temel direkleridir. Bunlar sadece basının ve gazetecilerin değil, tüm toplumun meselesidir. Bu özgürlüklerden yoksun bir toplum ne gelişebilir ne de bağımsız olabilir. Bu nedenle biz gazetecilerin mesleki dayanışması, kamu yararının bir gereğidir. Ülkemize sevgimizin, topluma saygımızın ve demokratik gelişmemizin olmazsa olmazı gazeteci dayanışmasını büyütmektir.”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün sadece Türkiye’de kutlanan, ülkemizdeki gazetecilerin çalışma yaşamına ilişkin haklarını düzenleyen kanunun yayın yıl dönümü için belirlenen bir özel gün olduğunu hatırlattı.
“Biz gazeteciler, 1962’de yayınlanan basın iş kanunumuzun yürürlüğe girmesini bir bayram gibi kutluyorduk. Ancak 60 yıl içinde bize bu bayramı zehir ettiler” diyen Bilgin, bu durumu şöyle özetledi:
“Bizim için 10 Ocak’lar uzun bir süredir bayram günü olmaktan çıkmış durumda. Çünkü yasa koyucunun ‘gazeteci ekonomik olarak da özgür olmalı, iş güvencesi olmalı, kalemini özgürce kullanmalı’ diyerek hazırladığı 212 sayılı yasa artık tarih olmuştur. Ücret düzeni, fazla çalışma, yıllık izin gibi haklarımızı düzenleyen, ağır çalışma koşulları nedeniyle yıpranma hakkımızı hüküm altına alan iş kanunumuz ne yazık ki fiilen rafa kaldırılmıştır. Haklarımız kâğıt üzerinde kalmış, uygulanmaz hale gelmiştir. Çünkü basın sendikasızlaştırılmış, gazeteciler işverenlerin istediği ve izin verdiği kadar hakla yetinmek zorunda kalmıştır. İşsizlik ve güvencesizlik en büyük sorunlarımız haline gelmiştir. Üzülerek belirtmem gerekir ki bu yılki 10 Ocak, 60 yıldır gördüğümüz en kötü 10 Ocak’tır.”
Gazetecileri açlıkla sınayamazsınız
Bilgin gazetecilerin içinde bulunduğu ekonomik sorunları dile getirirken Türkiye’de tüm toplumun yaşadığı krize ve geçim sıkıntısına dikkat çekti. “Gazetecinin kaderi halkının kaderinden ayrı değildir” diyen Bilgin, Türkiye’de yurttaşların karşı karşıya olduğu ağır ekonomik bunalım ve derin yoksulluğun gazetecilerin de en önemli sorunları arasında olduğunu vurguladı. Bilgin, “Tüm toplum gibi, yüzde 80’i aşan gerçek enflasyon karşısında meslektaşlarımız ekonomik olarak ezilmiştir” dedi ve sorunun altını şu ifadelerle çizdi:
Yerel basın öldürüldü“Bizler kamu yararı için görev yapmaktan onur duyan gazeteciler olarak her türlü ekonomik soruna karşın gerçekleri aktarmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bununla birlikte gazeteci kalemini kullanırken kendini özgür hissetmek zorundadır. Ceza ve sansür baskısı ne kadar ağır bir sorunsa ekonomik kriz de gazetecilik için bir o kadar ağır bir sorundur. Elbette ne cezalarla yılarız ne basın özgürlüğü ihlalleriyle ne de ekonomik krizle. Ancak sormak isterim; ay başında alacağı üç kuruş maaşla giderlerini karşılayamayan, her an tazminatsız işten çıkarılma korkusu yaşayan gazeteciler kendini ne kadar özgür hissedebilir? Gazetecileri yoksullukla, açlıkla, işsizlikle, güvencesiz ve sendikasız çalışmayla sınanan bir toplumun basını ne kadar özgür olabilir?”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon hesaplamasında bile yılın zam şampiyonunun yüzde 168 ile kâğıt olarak belirlendiğini hatırlattı. “Cumhuriyetin mirası SEKA kâğıt fabrikasını önce özelleştirip sonra yok edenler, ülkenin basın ve yayın sektörünü temelinden dinamitlemiştir” diyen Bilgin, yerel basının içinde bulunduğu durumu şu sözlerle tarif etti:
Sorunları aşmak için dayanışmayı büyüteceğiz“‘Yerli ve milli’ söylemiyle sözüm ona yurtseverlik taslayanlar, ithal kâğıda mahkûm ettikleri basın-yayın ekosistemini çöle döndürmüştür. Koronavirüs salgınıyla yoğun bakıma düşen yerel basın, ithal kâğıda ve diğer matbaa girdilerine ulaşamaz hale gelmiş, önlenmeyen döviz krizi nedeniyle artık can vermiştir. Bu satırları okuyan herkesi uyarmak istiyorum, 2021’de yerel basın öldürülmüştür.
Yerel basının biraz olsun nefes almasını sağlayabilecek resmi ilan gelirleri de dibe vurmuştur. Bu kadar ağır bir ekonomik buhranın ortasındayken Cumhurbaşkanı tarafından atanacak üyelerin belli olmaması gerekçesiyle Basın İlan Kurumu Genel Kurulu 11 aydır toplanmamıştır. Vazifesi basını resmi ilan yoluyla desteklemek olan güzide Basın İlan Kurumu, görevini yapamaz hale getirilmiştir. Böylece resmi ilan fiyat tarifesi bir yılı aşkın süredir yenilenmemiş, gazetelerimiz 2020’de belirlenen ve geçen yıl Ocak ayında yürürlüğe giren tarife üzerinden ilan yayınlamaya mecbur bırakılmıştır. Kim çarşıya gittiğinde geçen yılın fiyatlarıyla alışveriş yapabilir? Bu durum salgın döneminde ölüm döşeğine düşen yerel basının fişini çekmek değil de nedir?”
Bilgin, 10 Ocak’ın Türkiye’nin en köklü basın meslek örgütü olan Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlattı. 76 yılın birikimiyle gazeteciliği daha güzel yarınlara taşıyacak umudu koruduklarını vurgulayan Bilgin, şu vurguları yaptı:
“Mesleki dayanışmadan yoksun bir yaklaşımla, gazeteciye sahip çıkmadan gazeteciliğe de sahip çıkılamayacağının bilincindeyiz. Gazeteciler Cemiyeti, artan işsiz gazeteci sayısına, kısıtlanan özgürlük ortamına ve 40’tan fazla meslektaşımız cezaevinde olmasına rağmen Türk medyasının sorunlarını mesleki dayanışma içerisinde çözmeye ve basın özgürlüğünü savunmaya devam edecektir. Gazeteciler Cemiyeti, başkanları basın özgürlüğü için cezaevine atılmış, yine de baskılara karşı dimdik durmuş bir meslek örgütüdür. Gazetecilerin yuvası olarak Gazeteciler Cemiyeti, mesleğimiz ve özgürlüklerimiz için elini taşın altına koyan tüm meslek örgütleriyle ve gazetecilerle bir araya gelmeyi sürdürecek, dayanışmasını büyütecektir. Sorunlar hepimizin, çözümü de bir arada sağlanacaktır.”