C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Sağlık durumlarının gayet iyi olduğunu, Koronavirüs ve aşı sürecine ilişkin daha önce söylediklerinin arkasında durduğunu belirten Erbakan, "Şimdiye kadar aşı olmadık, bundan sonra da olmayı asla düşünmüyoruz" dedi.
Erbakan, "Yapılan haberlere bakarsanız, oğlumuza virüs bulaştığı için ailece karantinaya girmişiz. Öncelikle bizim oğlumuz yok, iki tane kızımız var. Olmayan oğlumuz nedeniyle nasıl karantinaya gireceğiz, gazeteci arkadaşlarımıza sormak lazım" dedi.
Erbakan şu ifadeleri kullandı:
"Bilindiği üzere bazı medya kuruluşları, şahsım ve ailemle ilgili bir karantina sürecini haber haline getirdiler. Yeniden Refah Partimizin 45 bin kişinin katıldığı 1. Büyük Kongresi'ni, 81 il ve 900’den fazla ilçede teşkilatlanmasını, 200 bine yaklaşan üye sayısını, ülkemiz ve milletimiz için ortaya koyduğu kaynak paketleri ve projelerle ilgili kitapları karşısında gözleri görmez, kulakları duymaz olan bir kısım medyanın, bizimle ilgili böyle bir konuda haberi alır almaz hemen klavye başına oturup internet sitelerine haberi girmeleri ne kadar da manidar bir durumdur. Bizlere, merhum Erbakan Hoca'mızın 'Sizi gidiler sizi. Hemen gulu gulu dansına başladınız' sözlerini hatırlatan bir durumla karşı karşıyayız.
Yapılan haberlere bakarsanız, oğlumuza virüs bulaştığı için ailece karantinaya girmişiz. Öncelikle bizim oğlumuz yok, iki tane kızımız var. Olmayan oğlumuz nedeniyle nasıl karantinaya gireceğiz, gazeteci arkadaşlarımıza sormak lazım.
"Uçağa binebilmek ve parti programlarımıza gidebilmek için mecburen test yaptırdık"
Burada doğru olan, eşim Beyza Hanım'a korona pozitif tanısı konuldu ve bu tanı geçerliliği ve güvenilirliği tartışmalı PCR testi ile değil, akciğer filmi görüntüsüyle konuldu. Bu tanı nedeniyle biz de temaslı olma şüphesi bulunduğundan kendimizi kısa bir süre izole etme kararı aldık. Dolayısıyla ailemizden hiç kimse, biz de dahil olmak üzere PCR testi yaptırmadık. Ortada böyle bir test sonucu da yok. 'Güvenmediğiniz PCR testini neden yaptırıyorsunuz' diyen bazı mihraklara bu gerçeği duyurmamız gerekir. Peki daha önce hiç PCR testi yaptırmadık mı? Evet, tabii ki mecburen yaptırdık. Hiçbir şekilde güvenilir bir sonuç verdiğine inanmadığımız halde, hukuka aykırı İçişleri Bakanlığı genelgesi yüzünden uçağa binebilmek ve parti programlarımıza gidebilmek için mecburen test yaptırdık.
"Şimdiye kadar aşı olmadık, bundan sonra da olmayı asla düşünmüyoruz"
Gerek eşim gerekse bendeniz, her sene sonbahar ve kış aylarında geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıkları ile aynı semptomlara neden olan bir hastalık için, her geçen gün kalp krizinden ölüm ve görme kaybı gibi korkunç yan etkileriyle karşılaşılan, faz aşamaları tamamlanmamış, ruhsatsız birtakım sıvıları kendimize enjekte ettirmediğimize şükrediyoruz. Şimdiye kadar aşı olmadık, bundan sonra da olmayı asla düşünmüyoruz. Bu gibi korkunç yan etkileri ortaya çıkmaya başlayan, içeriğinde grafen oksit, kurşun ve çeşitli parazitler gibi insan bünyesi için ölümcül maddeler bulunduğu elektron mikroskobu görüntüleriyle ortaya konulan ve virüse karşı hiçbir koruma sağlamayan bu sıvıların insanlarımıza zorla enjekte edilmeye çalışılması, bilime, hukuka, insan haklarına, hasta haklarına tamamen aykırı bir uygulamadır. Bu uygulama nedeniyle aşı olmak istemediği halde mecbur kalarak aşı olan milyonlarca insanımız ve yine aşı olmak istemediği için adeta aforoz edilip ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabii tutulan milyonlarca vatandaşımız büyük mağduriyet yaşıyorlar. Bu büyük yanlıştan yetkililerimizin bir an evvel dönmesi çağrısını bu vesileyle bir kez daha yineliyoruz. Aşı olmak istemeyen vatandaşlarımızın baskıyla, zorlamayla aşıya mecbur bırakılmasının bir zulüm olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Tüm hastalarımıza Cenabı Allah’tan acil şifalar, tüm halkımıza da sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyoruz."
Erbakan, "Yapılan haberlere bakarsanız, oğlumuza virüs bulaştığı için ailece karantinaya girmişiz. Öncelikle bizim oğlumuz yok, iki tane kızımız var. Olmayan oğlumuz nedeniyle nasıl karantinaya gireceğiz, gazeteci arkadaşlarımıza sormak lazım" dedi.
Erbakan şu ifadeleri kullandı:
"Bilindiği üzere bazı medya kuruluşları, şahsım ve ailemle ilgili bir karantina sürecini haber haline getirdiler. Yeniden Refah Partimizin 45 bin kişinin katıldığı 1. Büyük Kongresi'ni, 81 il ve 900’den fazla ilçede teşkilatlanmasını, 200 bine yaklaşan üye sayısını, ülkemiz ve milletimiz için ortaya koyduğu kaynak paketleri ve projelerle ilgili kitapları karşısında gözleri görmez, kulakları duymaz olan bir kısım medyanın, bizimle ilgili böyle bir konuda haberi alır almaz hemen klavye başına oturup internet sitelerine haberi girmeleri ne kadar da manidar bir durumdur. Bizlere, merhum Erbakan Hoca'mızın 'Sizi gidiler sizi. Hemen gulu gulu dansına başladınız' sözlerini hatırlatan bir durumla karşı karşıyayız.
Yapılan haberlere bakarsanız, oğlumuza virüs bulaştığı için ailece karantinaya girmişiz. Öncelikle bizim oğlumuz yok, iki tane kızımız var. Olmayan oğlumuz nedeniyle nasıl karantinaya gireceğiz, gazeteci arkadaşlarımıza sormak lazım.
"Uçağa binebilmek ve parti programlarımıza gidebilmek için mecburen test yaptırdık"
Burada doğru olan, eşim Beyza Hanım'a korona pozitif tanısı konuldu ve bu tanı geçerliliği ve güvenilirliği tartışmalı PCR testi ile değil, akciğer filmi görüntüsüyle konuldu. Bu tanı nedeniyle biz de temaslı olma şüphesi bulunduğundan kendimizi kısa bir süre izole etme kararı aldık. Dolayısıyla ailemizden hiç kimse, biz de dahil olmak üzere PCR testi yaptırmadık. Ortada böyle bir test sonucu da yok. 'Güvenmediğiniz PCR testini neden yaptırıyorsunuz' diyen bazı mihraklara bu gerçeği duyurmamız gerekir. Peki daha önce hiç PCR testi yaptırmadık mı? Evet, tabii ki mecburen yaptırdık. Hiçbir şekilde güvenilir bir sonuç verdiğine inanmadığımız halde, hukuka aykırı İçişleri Bakanlığı genelgesi yüzünden uçağa binebilmek ve parti programlarımıza gidebilmek için mecburen test yaptırdık.
"Şimdiye kadar aşı olmadık, bundan sonra da olmayı asla düşünmüyoruz"
Gerek eşim gerekse bendeniz, her sene sonbahar ve kış aylarında geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıkları ile aynı semptomlara neden olan bir hastalık için, her geçen gün kalp krizinden ölüm ve görme kaybı gibi korkunç yan etkileriyle karşılaşılan, faz aşamaları tamamlanmamış, ruhsatsız birtakım sıvıları kendimize enjekte ettirmediğimize şükrediyoruz. Şimdiye kadar aşı olmadık, bundan sonra da olmayı asla düşünmüyoruz. Bu gibi korkunç yan etkileri ortaya çıkmaya başlayan, içeriğinde grafen oksit, kurşun ve çeşitli parazitler gibi insan bünyesi için ölümcül maddeler bulunduğu elektron mikroskobu görüntüleriyle ortaya konulan ve virüse karşı hiçbir koruma sağlamayan bu sıvıların insanlarımıza zorla enjekte edilmeye çalışılması, bilime, hukuka, insan haklarına, hasta haklarına tamamen aykırı bir uygulamadır. Bu uygulama nedeniyle aşı olmak istemediği halde mecbur kalarak aşı olan milyonlarca insanımız ve yine aşı olmak istemediği için adeta aforoz edilip ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabii tutulan milyonlarca vatandaşımız büyük mağduriyet yaşıyorlar. Bu büyük yanlıştan yetkililerimizin bir an evvel dönmesi çağrısını bu vesileyle bir kez daha yineliyoruz. Aşı olmak istemeyen vatandaşlarımızın baskıyla, zorlamayla aşıya mecbur bırakılmasının bir zulüm olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Tüm hastalarımıza Cenabı Allah’tan acil şifalar, tüm halkımıza da sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyoruz."