C
Celil
Guest
Konu Sahibi
Medya sahiplerinin başka şirketlerinin de olmasının “haber değeri” kavramını nasıl deforme ettiğinin yeni örneklerini gördük bu hafta.
George Orwell’in “Hayvanlar Çiftliği”nde dile getirdiği ünlü sloganını öznesini değiştirerek söylersek, “Bütün şirketler eşittir. Ama medya patronlarının şirketleri daha eşittir”!
Her ne kadar gazetecilik, haberlerin öznesi olan bütün şirketlere, ticari kuruluşlara eşit ölçeklerle yaklaşmayı gerektiriyorsa da holding medyasında bu ilke medya kuruluşlarının şirketleri söz konusu olduğunda geçerliliğini yitiriyor. Saklamaya gizlemeye gerek görülmeden medya patronunun şirketi kayırılıyor; haber değeri olmasa da geniş biçimde yayımlanıyor patron şirketinin haberleri…
Yeni Şafak’ın Arnavutluk’taki inşaatı
Patron şirketinin kayırılmasına haftanın birinci örneği Yeni Şafak’tan. TOKİ’nin 42 Milyon Euro harcayarak Arnavutluk’ta yaptığı 522 deprem konutla ilgili 17 Ocak’ta “Daha iyisi yapılamazdı” başlıklı bir haber yayımlandı. Ertesi gün de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı konutların teslim töreniyle ilgili
“TOKİ’nin yaptığı konut projesini üstlenen Albayrak İnşaat, 522 konut ve 37 ticari üniteyi 13 ay gibi kısa sürede bitirdi. Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak da açılış öncesi, örnek daireyi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Arnavutluk Başbakanı Rama’ya gezdirdi.”
Haber de “Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ adına Arnavutluk’un Laç şehrinde inşa edilen deprem konutlarının teslim töreninde konuştu” diye başlıyordu. Yeni Şafak için haberin en önemli unsuru, bu evlerinin gazetenin de sahibi olan Albayraklar tarafından yapılmasıydı.
İnternet siteleri ve gazetelerin çoğunda bu evlerin Albayrak İnşaat tarafından yapıldığı yazılmamıştı bile. Yeni Şafak’ın “haber değeri” görüp önlere çıkardığı patron şirketiyle ilgili unsuru diğer medya kuruluşları önemsememişti.
İktidar yanlısı medya, TOKİ’nin açık ihale yapmak yerine
Böyle bir töreni izleyen gazetecinin, Türkiye’nin, Arnavutluk’a neden 42 milyon Euro’luk bir yatırım yaptığı, karşılığında ne alındığı ya da neler beklendiği sorusunu akla getirmesi doğaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel uçağıyla götürdüğü gazetecilerin aklına gelmeyen, gelse de soramadıkları bu soruyu bir Arnavut gazeteci, Erdoğan’ın, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile ortak basın toplantısında dile getirdi.
Sorulamayanı Arnavut gazeteci sordu
Arnavut gazeteci, özetle “Arnavutluk’a vermiş olduğunuz destek, ülkelerin verdiği destekle kıyaslanamaz. Arnavutluk’a yaptığınız bu yatırımlar karşısında geri aldığınız bir şey var mı?” diye sordu. Açıkça “Kazancınız ne?” diyordu Arnavut
“Öyle bir soru sordun ki, futbolda bizim ters köşe diye bir anlayış vardır. Bizi ters köşe yapmak istiyorsun galiba. Ama biz ters köşe olmayacağız. Kardeşlik hukuku içerisinde öyle destekler olur ki, bu destekler kardeşliğinizin gereği olur. Şu anda bizim bu deprem felaketinde gerçekleşen olay borçlar hukukuna göre değil kardeşlik hukukuna dayalıdır.”
Bu soru ve yanıt da iktidar medyasının büyük bölümünde görülmedi; yayımlayanlar da satır aralarında özetlediler. Bu medya kuruluşları ve tabii Yeni Şafak, Arnavutluk’ta Türkiye’nin yaptığı deprem konutları teslim edilirken İzmir’de hak sahiplerinin hâlâ deprem konutlarına yerleşemediğini de haber yapmadılar.
Albayraklar’ın belediyelere satışı
Bugünkü Yeni Şafak’ın birinci sayfasında “Düzce de ‘yerli araç’ dedi başlıklı bir haber vardı. Bu da gazetenin sahibi Albayrak Grubu’ndan “yerli araç üstü ekipman” üreten Kademe Aş’nin reklamı için yapılmıştı.
Düzce Belediyesi’nin bu şirketin ürettiği araçlardan satın aldığı duyurulurken, iç sayfada da “65’ten fazla belediye kullanıyor” ve “Fiyat avantajı sunuyoruz” diyerek bu araçlara övgüler düzülüyordu. Yayımlanan metin, bir haberden çok şirketin tanıtım broşürüne benziyordu.
Gazetenin patronunun şirketi olmasa böyle bir metnin gazetede bu şekilde yayımlanması asla söz konusu olamazdı. Bu durum, gazeteciliğin patron çıkarına feda edildiğinin bir kez daha ilanı.
Demirörenler’in Azerbaycan’daki yatırımı
Albayraklar gibi iktidar yanlısı medya ve holding sahiplerinden Demirörenler de Azerbaycan’da yeni yatırımlar peşinde. AKP iktidarı ile içli dışlı ilişkilerinin de katkısıyla Azerbaycan’ın şans oyunları şirketi Azerlotereya’yı aldılar.
Bir ABD şirketiyle ortak olan Demirörenler, Azerlotereya’yı yeniden düzenlediler; yeni şans oyunlarını da eklediler. Şirketin 17 Ocak’tan itibaren yeni haliyle faaliyete geçişiyle ilgili olarak Bakü’de bir tören düzenlendi.
Demirören Holding’den
Bu haberin ve fotoğrafın, patron ve şirketinin haberi olması dışında Türkiye açısından bir haber değeri yoktu. Nitekim iktidar yanlısı medya kuruluşları bile Demirörenler’in Bakü’de düzenlediği bu töreni haberleştirmediler.
Zaten asıl haber değeri olan, Ziraat Bankası’ndan aldığı milyonlarca dolarlık kredi borcunu ödeyemeyen Demirören Holding’in nasıl olup da Azerbaycan’da böyle bir işe girişmesiydi. Perde arkasında yaşananlardı asıl haber.
Demirören Holding’e verdiği krediye karşılık aldığı araziler elinde kalan Ziraat Bankası’nın, arazilerin “özel spor alanı” olarak kalmasına karar veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dava açıp, söz konusu yeşil alanın tekrar imara açılmasını talep etmesi de
Patron şirketleri ve siyaset ilişkisi
Sonuçta, Yeni Şafak ve Milliyet, patronları hakkındaki gelişmeleri onların hoşuna gidecek biçimde yayımladılar; olumsuzlukları, soru işaretlerini gizleyerek patron şirketlerinin reklamını yaptılar.
Elbette Yeni Şafak ve Milliyet’te bu hafta yayımlanan bu haberler, yıllardır sergilenen bağımlı ve çıkar amaçlı gazeteciliğin yeni örnekleri. Yıllardır bu tarz habercilik gazetecilik diye sunuluyor insanlara.
Patronun şirketlerinin çıkarları savunuluyor, ticari çıkarlar siyasi iktidarla iş birliğini gerektirdiği için de haberciliğin rotasını patron holdinginin çıkarları kadar AKP iktidarının talep ve talimatları da belirliyor.
Kâr hırsına kurban edilen de kamu yararı ve gazetecilik…
George Orwell’in “Hayvanlar Çiftliği”nde dile getirdiği ünlü sloganını öznesini değiştirerek söylersek, “Bütün şirketler eşittir. Ama medya patronlarının şirketleri daha eşittir”!
Her ne kadar gazetecilik, haberlerin öznesi olan bütün şirketlere, ticari kuruluşlara eşit ölçeklerle yaklaşmayı gerektiriyorsa da holding medyasında bu ilke medya kuruluşlarının şirketleri söz konusu olduğunda geçerliliğini yitiriyor. Saklamaya gizlemeye gerek görülmeden medya patronunun şirketi kayırılıyor; haber değeri olmasa da geniş biçimde yayımlanıyor patron şirketinin haberleri…
Yeni Şafak’ın Arnavutluk’taki inşaatı
Patron şirketinin kayırılmasına haftanın birinci örneği Yeni Şafak’tan. TOKİ’nin 42 Milyon Euro harcayarak Arnavutluk’ta yaptığı 522 deprem konutla ilgili 17 Ocak’ta “Daha iyisi yapılamazdı” başlıklı bir haber yayımlandı. Ertesi gün de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı konutların teslim töreniyle ilgili
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
“Dostluk taçlandı” başlığıyla Yeni Şafak’ın manşetindeydi. İçeride de tam sayfa ayrılmıştı bu törene. İlk sayfada Erdoğan’ın sözlerinin yanına “Örnek evi gezdiler” başlıklı bir kutu konulmuştu:“TOKİ’nin yaptığı konut projesini üstlenen Albayrak İnşaat, 522 konut ve 37 ticari üniteyi 13 ay gibi kısa sürede bitirdi. Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak da açılış öncesi, örnek daireyi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Arnavutluk Başbakanı Rama’ya gezdirdi.”
Haber de “Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ adına Arnavutluk’un Laç şehrinde inşa edilen deprem konutlarının teslim töreninde konuştu” diye başlıyordu. Yeni Şafak için haberin en önemli unsuru, bu evlerinin gazetenin de sahibi olan Albayraklar tarafından yapılmasıydı.
İnternet siteleri ve gazetelerin çoğunda bu evlerin Albayrak İnşaat tarafından yapıldığı yazılmamıştı bile. Yeni Şafak’ın “haber değeri” görüp önlere çıkardığı patron şirketiyle ilgili unsuru diğer medya kuruluşları önemsememişti.
İktidar yanlısı medya, TOKİ’nin açık ihale yapmak yerine
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ile milyonlarca liralık bu işi iktidar yanlısı Albayraklar’a verdiğinden, şirketin nasıl kayırıldığından söz etmiyordu. Zaten Yeni Şafak’ta da ihale sürecine değinilmiyordu.Böyle bir töreni izleyen gazetecinin, Türkiye’nin, Arnavutluk’a neden 42 milyon Euro’luk bir yatırım yaptığı, karşılığında ne alındığı ya da neler beklendiği sorusunu akla getirmesi doğaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel uçağıyla götürdüğü gazetecilerin aklına gelmeyen, gelse de soramadıkları bu soruyu bir Arnavut gazeteci, Erdoğan’ın, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile ortak basın toplantısında dile getirdi.
Sorulamayanı Arnavut gazeteci sordu
Arnavut gazeteci, özetle “Arnavutluk’a vermiş olduğunuz destek, ülkelerin verdiği destekle kıyaslanamaz. Arnavutluk’a yaptığınız bu yatırımlar karşısında geri aldığınız bir şey var mı?” diye sordu. Açıkça “Kazancınız ne?” diyordu Arnavut
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
. Bu tip sorulara pek alışık olmayan Erdoğan, şöyle yanıtladı soruyu:“Öyle bir soru sordun ki, futbolda bizim ters köşe diye bir anlayış vardır. Bizi ters köşe yapmak istiyorsun galiba. Ama biz ters köşe olmayacağız. Kardeşlik hukuku içerisinde öyle destekler olur ki, bu destekler kardeşliğinizin gereği olur. Şu anda bizim bu deprem felaketinde gerçekleşen olay borçlar hukukuna göre değil kardeşlik hukukuna dayalıdır.”
Bu soru ve yanıt da iktidar medyasının büyük bölümünde görülmedi; yayımlayanlar da satır aralarında özetlediler. Bu medya kuruluşları ve tabii Yeni Şafak, Arnavutluk’ta Türkiye’nin yaptığı deprem konutları teslim edilirken İzmir’de hak sahiplerinin hâlâ deprem konutlarına yerleşemediğini de haber yapmadılar.
Albayraklar’ın belediyelere satışı
Bugünkü Yeni Şafak’ın birinci sayfasında “Düzce de ‘yerli araç’ dedi başlıklı bir haber vardı. Bu da gazetenin sahibi Albayrak Grubu’ndan “yerli araç üstü ekipman” üreten Kademe Aş’nin reklamı için yapılmıştı.
Düzce Belediyesi’nin bu şirketin ürettiği araçlardan satın aldığı duyurulurken, iç sayfada da “65’ten fazla belediye kullanıyor” ve “Fiyat avantajı sunuyoruz” diyerek bu araçlara övgüler düzülüyordu. Yayımlanan metin, bir haberden çok şirketin tanıtım broşürüne benziyordu.
Gazetenin patronunun şirketi olmasa böyle bir metnin gazetede bu şekilde yayımlanması asla söz konusu olamazdı. Bu durum, gazeteciliğin patron çıkarına feda edildiğinin bir kez daha ilanı.
Demirörenler’in Azerbaycan’daki yatırımı
Albayraklar gibi iktidar yanlısı medya ve holding sahiplerinden Demirörenler de Azerbaycan’da yeni yatırımlar peşinde. AKP iktidarı ile içli dışlı ilişkilerinin de katkısıyla Azerbaycan’ın şans oyunları şirketi Azerlotereya’yı aldılar.
Bir ABD şirketiyle ortak olan Demirörenler, Azerlotereya’yı yeniden düzenlediler; yeni şans oyunlarını da eklediler. Şirketin 17 Ocak’tan itibaren yeni haliyle faaliyete geçişiyle ilgili olarak Bakü’de bir tören düzenlendi.
Demirören Holding’den
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
, oğullar ve Holding yöneticilerinin yanı sıra Azeri iki bakanın da katıldığı tören sadece Demirören medyasında
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
oldu. Hürriyet, Milliyet, CNN Türk, Posta’nın internet sitelerinde yayımlanan bu haber, Milliyet’in basılı nüshasında “Demirören Holding’den Azerlotereya’ya yatırım” başlığıyla kullanıldı. Haberde törene katılan Demirören Holding yöneticilerinin isimlerinin tam liste kullanılmasıyla kalınmamış, Demirören ve oğullarının olduğu fotoğraf haberin merkezine oturtulmuştu.Bu haberin ve fotoğrafın, patron ve şirketinin haberi olması dışında Türkiye açısından bir haber değeri yoktu. Nitekim iktidar yanlısı medya kuruluşları bile Demirörenler’in Bakü’de düzenlediği bu töreni haberleştirmediler.
Zaten asıl haber değeri olan, Ziraat Bankası’ndan aldığı milyonlarca dolarlık kredi borcunu ödeyemeyen Demirören Holding’in nasıl olup da Azerbaycan’da böyle bir işe girişmesiydi. Perde arkasında yaşananlardı asıl haber.
Demirören Holding’e verdiği krediye karşılık aldığı araziler elinde kalan Ziraat Bankası’nın, arazilerin “özel spor alanı” olarak kalmasına karar veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dava açıp, söz konusu yeşil alanın tekrar imara açılmasını talep etmesi de
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
. Ama bunu da okurlarına duyurmadı Demirören medyası…Patron şirketleri ve siyaset ilişkisi
Sonuçta, Yeni Şafak ve Milliyet, patronları hakkındaki gelişmeleri onların hoşuna gidecek biçimde yayımladılar; olumsuzlukları, soru işaretlerini gizleyerek patron şirketlerinin reklamını yaptılar.
Elbette Yeni Şafak ve Milliyet’te bu hafta yayımlanan bu haberler, yıllardır sergilenen bağımlı ve çıkar amaçlı gazeteciliğin yeni örnekleri. Yıllardır bu tarz habercilik gazetecilik diye sunuluyor insanlara.
Patronun şirketlerinin çıkarları savunuluyor, ticari çıkarlar siyasi iktidarla iş birliğini gerektirdiği için de haberciliğin rotasını patron holdinginin çıkarları kadar AKP iktidarının talep ve talimatları da belirliyor.
Kâr hırsına kurban edilen de kamu yararı ve gazetecilik…
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.