C
Celil
Guest
Konu Sahibi
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bizim çalışmamızı, altı partiden oluşan masaya koyduk. Nihayetinde yüzde 99 oranında mutabakata varılmış bir sistem çalışması tamamlandı” dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Konya Karatay ve Meram ilçe kongrelerine katılmak üzere Konya'ya geldi.
Konya’da bir otelde basın mensupları ile buluşan Ali Babacan, gündemi değerlendirdi. Parlamenter sistem çalışmalarıyla ilgili konuşan Babacan, “Bizim çalışmamızı, altı partiden oluşan masaya koyduk. Çalışması olan diğer siyasi partiler de koydu. Nihayetinde yüzde 99 oranında mutabakata varılmış bir sistem çalışması tamamlandı” dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Konya Karatay ve Meram ilçe kongrelerine katılmak üzere Konya'ya geldi.
Konya’da bir otelde basın mensupları ile buluşan Ali Babacan, gündemi değerlendirdi. Parlamenter sistem çalışmalarıyla ilgili konuşan Babacan, “Bizim çalışmamızı, altı partiden oluşan masaya koyduk. Çalışması olan diğer siyasi partiler de koydu. Nihayetinde yüzde 99 oranında mutabakata varılmış bir sistem çalışması tamamlandı” dedi.
Babacan, şunları söyledi:
“Parlamenter sistem çalışması var. Bu çalışma ile ilgili kendi hazırlığımızı 2020’nin Aralık’ında bitirdik. Yani bir sene önce tamamladık. 74 maddelik, kodifikasyonu tamamlanmış bir anayasa değişiklik metni hazırladık, gerekçeleriyle beraber. Meclis’te Anayasa Komisyonu’na sunmaya hazır bir paket. Ama kamuoyu ile paylaşmadık. Çünkü sistem değişikliği Anayasa değişikliği gerektiriyor. Anayasa değişikliğini de ancak ve ancak bir mutabakat zemini ile yapabilirsiniz. Yakın tarihimizde hiçbir zaman tek bir siyasi partinin kendi başına anayasayı değiştirecek bir Meclis aritmetiği olmadı. Önümüzdeki seçimlerden sonra da bunun böyle olma ihtimali çok kuvvetli. Anayasa değiştirecekseniz, diğer siyasi partilerle bir mutabakat zemini aramanız gerekiyor. Yoksa parti olarak açıklarsınız, altına da mührünüzü vurursunuz, ‘benim anayasa çalışmam bu’ dersiniz. Tamam. Hadi uygulama bakayım. Yok. Karşılığı yok.
Diğer siyasi partilere dedik ki, ‘siz de bitirin’, eğer parlamenter sistem istiyorsanız, çalışın bitirin; ondan sonra oturalım, konuşmaya başlayalım. Ne zamanki ‘biz bitirdik’ dediler. Ondan sonra bizim çalışmamızı, altı partiden oluşan masaya koyduk. Çalışması olan diğer siyasi partiler de koydu. Daha sonra bu çalışmaları harmanladık. Bu çalışmalar arasındaki farklılıkları çalıştık, istişare ettik. Nihayetinde yüzde 99 oranında mutabakata varılmış bir sistem çalışması tamamlandı. Geçen salı günü arkadaşlarımız son toplantılarını yaptılar. En son redaksiyonlardan, rötuşlardan sonra bu hazır, bilgisini verdiler. Metin de altı genel başkana sunuldu. Son değerlendirmelerden sonra umuyoruz ki yakın zamanda bu uzlaşılmış metin açıklanır. Böylece Türkiye, yakın siyasi tarihimizde ilk defa altı partinin mutabakatla sistem değişikliği çalışmasını paylaşmış olacağız. Bu önemli bir kazanımdır.”
Sedef Kabaş açıklaması
Babacan, gazeteci Sedef Kabaş’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla gözaltına alınması ile ilgili olarak da şu değerlendirmeleri yaptı:
“Cumhurbaşkanının kendisine hakaret iddiasıyla açtığı dava sayısı 120 bini falan geçmişti. Burada çok garip bir durum var. Cumhurbaşkanı göreve başlarken, TBMM’de yemin etti. O yeminde ne dedi? Görevimi tarafsızca yapacağıma, ant içerim dedi. Anayasa değişikliğinde yemin metni değişmedi. Ellerindeydi, ama değişmedi.
Cumhurbaşkanı’nın görevini tarafsızca yaptığını iddia etmek mümkün mü? Tam tersine. Ne diyor, sürekli. ‘Tarafsız olan bitaraf olur’ diyor. Zihni öyle çalışıyor. Kutuplaştıracak. Bir taraf olacak ve öbür tarafa saldıracak. Dış politikada da aynı. Eskiden, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ derdik. Başka ülkelerin iç siyasetlerine karışmama gibi bir ilkemiz vardı. Şimdi öyle mi? Tam tersi. İki ülke arasında bir sorun mu var? Hemen taraf oluyor. Kolları sıvıyor. Başlıyor kavgaya. Bir ülkenin kendi içinde sorun mu var, karışıklık mı var, hemen taraf oluyor. En önemlisi bu ülkenin kendi vatandaşları arasında taraf oluyor.
Bir partinin genel başkanı şapkasını takıyor, kendisi her türlü hakareti yapabiliyor, en ağır ifadeleri kullanabiliyor, hukuku hiçe sayıyor. Ama benzer seviyede bir eleştiri, benzer seviyede bir ifadeyi başkası kendiyle ilgili kullandığı anda hemen dava açıyor. ‘Ben Cumhurbaşkanıyım bana ilişemezsin’ diyor. Karşıdaki diyebilir ki, ben sana genel başkan şakanla bunu söyleyebiliyorum. Böyle bir şey yok. Bu sistemin ne kadar çarpık bir sistem olduğunu ne kadar yanlış bir sistem olduğunu her gün örnekleriyle gerçekten yaşıyoruz."dedi.