- Katılım
- 8 Ekim 2019
- Mesajlar
- 899
Malatya'da yaşayan 75 yaşındaki İhsan Tatu, yok olmaya yüz tutan kasketçiliği, gelişen teknolojiye rağmen 10 metrekarelik dükkanında 61 yıldır yaşatmaya çalışıyor.
Küçük yaşta harçlığını çıkarmak için başına geçtiği dikiş makinesini bir daha bırakmayan ve kasketçiliği meslek edinen Tatu, kasket ve şapkadaki modernleşmeye de ayak uyduruyor.
Her sabah "Bismillah" diyerek iş yerinin kapısını açan Tatu, Ermeni ustasından öğrendiği mesleğini sağlığı el verdiği sürece devam ettirmeyi hedefliyor.
Kent merkezindeki bir iş merkezinde bulunan 10 metrekarelik dükkanında müşterilerini karşılayan Tatu, eskiden çok tercih edilen "8 köşeli kasket"in yanı sıra düğmeli kasket ve şapka da üretiyor.
Tatu, ilkokulu bitirdikten sonra maddi sıkıntılar nedeniyle 13 yaşındayken mesleğe başladığını, işini severek ve isteyerek yaptığını anlattı.
Daha çok köylerde yaşayanların hem yazın hem de kışları başlarını korumak için kasketi tercih ettiğini dile getiren Tatu, mesleğe başladığı yıllarda günde 70'in üzerinde kasket ve şapka üreterek Türkiye'nin her yerine gönderdiklerini, bugün ise kaskete ilginin azaldığını söyledi.
Tatu, eskiden küçük kasketler olmadığı için yaşlılar ve gençlerin köşeli kasket giydiğini, sonradan yeni tip düğmeli kasketlerin çıktığını belirterek, şöyle konuştu:
"Eskiden iş yerimin bulunduğu hana sabah erkenden gelip akşam ezanı okunduğunda da dükkanı kapatıyordum. Şimdi dizlerimden rahatsız olduğum ve pandemi dönemi olduğu için saat 08.30'da evden çıkıyorum. Akşam da 17.00'de eve gidiyorum. Sağlığımız el vermediği için eski heyecanımız kalmadı. Eskiden işlerimiz çok iyiydi. Raflara kasket yetiştiremiyorduk. Millet sıradaydı. Ankara, Konya, Erzurum, Ağrı, Kars ve Hakkari gibi göndermediğim yer kalmadı. Başladığımda Malatya'da 26 kasketçi vardı, şimdi ise 2 arkadaş kaldık.
Ustamın yanında başladığımda günde 65 sivil kasket, 10 resmi şapka yapıyorduk. Ustanın hanımı evde kesip çatıyordu. Dikişini açıp bize gönderiyordu. Biz de dikip ütü yapıyorduk. 8-10 koli PTT'ye şapka verirdim. Türkiye'nin her yerine gönderdim. 600 ilçeyi ezbere bilirim. Göndermediğim ilçe sayısı 1 veya 2'yi geçmez."
"Artık mesleğe kimse girmiyor"
Sağlık sorunu olmasa günde 10 kasket yapabileceğini aktaran Tatu, yeni modellerin çıkmasıyla gençlerin tercih alanının genişlediğini ifade etti.
Önceden yapılan kalıplar sayesinde kesilen, makine yardımıyla da dikilen kasketleri kendisinin de kullandığını belirten Tatu, "Çırak bulamıyoruz. Önceden ustalar bize işi göstermezdi. Artık mesleğe kimse girmiyor. Bu dükkanda tek başıma çalışıyorum. Eskiden ustamın yanında 26 kişiyle çalışıyorduk. 7 arkadaşımız vefat etti. Diğerleri de mesleği bırakıp başka işe girdiler." diye konuştu.
Tatu, yurt dışından da tanıdıkları sayesinde sipariş aldığını aktararak şunları kaydetti:
"Norveç, Fransa, İngiltere ve Almanya'dan müşterim çok. Gelip buradan alıyorlar, göndermiyoruz. Ama orada bir arkadaşı sipariş verir 'gelirken 4-5 kasket getir' der, ölçüleri ve rengi söyledikten sonra yapar göndeririz. Her meslekte olduğu gibi önceki modeller eskiyor, yeni modeller çıkıyor. Birçok siyasetçi, avukat ve doktora bu kasket ve şapkadan yaptım."
Küçük yaşta harçlığını çıkarmak için başına geçtiği dikiş makinesini bir daha bırakmayan ve kasketçiliği meslek edinen Tatu, kasket ve şapkadaki modernleşmeye de ayak uyduruyor.
Her sabah "Bismillah" diyerek iş yerinin kapısını açan Tatu, Ermeni ustasından öğrendiği mesleğini sağlığı el verdiği sürece devam ettirmeyi hedefliyor.
Kent merkezindeki bir iş merkezinde bulunan 10 metrekarelik dükkanında müşterilerini karşılayan Tatu, eskiden çok tercih edilen "8 köşeli kasket"in yanı sıra düğmeli kasket ve şapka da üretiyor.
Tatu, ilkokulu bitirdikten sonra maddi sıkıntılar nedeniyle 13 yaşındayken mesleğe başladığını, işini severek ve isteyerek yaptığını anlattı.
Daha çok köylerde yaşayanların hem yazın hem de kışları başlarını korumak için kasketi tercih ettiğini dile getiren Tatu, mesleğe başladığı yıllarda günde 70'in üzerinde kasket ve şapka üreterek Türkiye'nin her yerine gönderdiklerini, bugün ise kaskete ilginin azaldığını söyledi.
Tatu, eskiden küçük kasketler olmadığı için yaşlılar ve gençlerin köşeli kasket giydiğini, sonradan yeni tip düğmeli kasketlerin çıktığını belirterek, şöyle konuştu:
"Eskiden iş yerimin bulunduğu hana sabah erkenden gelip akşam ezanı okunduğunda da dükkanı kapatıyordum. Şimdi dizlerimden rahatsız olduğum ve pandemi dönemi olduğu için saat 08.30'da evden çıkıyorum. Akşam da 17.00'de eve gidiyorum. Sağlığımız el vermediği için eski heyecanımız kalmadı. Eskiden işlerimiz çok iyiydi. Raflara kasket yetiştiremiyorduk. Millet sıradaydı. Ankara, Konya, Erzurum, Ağrı, Kars ve Hakkari gibi göndermediğim yer kalmadı. Başladığımda Malatya'da 26 kasketçi vardı, şimdi ise 2 arkadaş kaldık.
Ustamın yanında başladığımda günde 65 sivil kasket, 10 resmi şapka yapıyorduk. Ustanın hanımı evde kesip çatıyordu. Dikişini açıp bize gönderiyordu. Biz de dikip ütü yapıyorduk. 8-10 koli PTT'ye şapka verirdim. Türkiye'nin her yerine gönderdim. 600 ilçeyi ezbere bilirim. Göndermediğim ilçe sayısı 1 veya 2'yi geçmez."
"Artık mesleğe kimse girmiyor"
Sağlık sorunu olmasa günde 10 kasket yapabileceğini aktaran Tatu, yeni modellerin çıkmasıyla gençlerin tercih alanının genişlediğini ifade etti.
Önceden yapılan kalıplar sayesinde kesilen, makine yardımıyla da dikilen kasketleri kendisinin de kullandığını belirten Tatu, "Çırak bulamıyoruz. Önceden ustalar bize işi göstermezdi. Artık mesleğe kimse girmiyor. Bu dükkanda tek başıma çalışıyorum. Eskiden ustamın yanında 26 kişiyle çalışıyorduk. 7 arkadaşımız vefat etti. Diğerleri de mesleği bırakıp başka işe girdiler." diye konuştu.
Tatu, yurt dışından da tanıdıkları sayesinde sipariş aldığını aktararak şunları kaydetti:
"Norveç, Fransa, İngiltere ve Almanya'dan müşterim çok. Gelip buradan alıyorlar, göndermiyoruz. Ama orada bir arkadaşı sipariş verir 'gelirken 4-5 kasket getir' der, ölçüleri ve rengi söyledikten sonra yapar göndeririz. Her meslekte olduğu gibi önceki modeller eskiyor, yeni modeller çıkıyor. Birçok siyasetçi, avukat ve doktora bu kasket ve şapkadan yaptım."